Susku
Uzaklardan güçlü ve ritmik
bir kumru uğuldaması geliyor
duyuyor muyum yok
ama hissediyorum öyle olmalı
yoksa kalbimin atışı mı bu
şu teknenin kıçındaki
pancar motoru sanki pat pat
ölüm var ihtiyar ölüm var
haydi kalk ara bir aşkı daha yaşat
yoksa unutulup gideceksin
bu mevsimde olacak iş değil
ayaza kesmiş yüzüme vuruyor sesin
gelmez diyorum gelmemeli
ne giden gittiği yerden ne kalan
ardından ettiği küfürden
vaz geçmemeli bu kadar kolay
ayrılık dersen annemi hatırlatıyor
her kapı eşiğinde duran bir çift
kırmızı terlikle rugan pabuç
çıplak ayakla sokaklara kendimi vurasım var
hayat deriz biz memlekette hep
odadan dış kapıya açılan yola
biliyorum cennette de olsa cehennemde de
kalbi benim için atan bir kar leoparıdır o
ben ise eski zaman aşığıyım öyle diyorlar
oldum olası akşam üzerlerini
denizi ve mor ötesi ışıkları severim
bir de rakıyı doldurduğumda
anason kokusuyla bardaktan
dışarı çıkmaya çalışan hatıralarımı
yaşamak esrik başımın telaşı değil aslında
seninle olamadığım günlerin acısı var
öfkemde alışılmadık bir zarafet öyle ince nazik
öyle anlaşılmaz kırılıyorum ki sana
bazen ben bile ne yaptı da üzdü yine beni diye
sormadan edemiyorum kendi kendime
kaybolup gidemediğim var olup duramadığım
küflü bir peynircesine ucuzluk marketinde kabul
raftan rafa dolanan para etmez bir malım sadece
ama lütfen bir daha benimle ayrılığı konuşma
Önder Yılmaz, şiir...
Tebriklerimle...
Cemre gibi düştü şiir mevsime de geceye de şair :) eyvallah