Suskunluk
bir can ...
yalnızca bir canım var
kaderin cilvesiydi bu
sefil bir coğrafyanın sefiliydim
aslında ben
biz
hepimiz
sefiliydik desem de yalan değil
bırakılmıştık işte
bir harabenin kapı aralığına
cehennemin yan sokağının köşe başına
düşmüştük
sanki bir yağmur damlasından farksız
ve sorgusuz sualsiz
geçmişin acılarından
bu günün acılarıysa
teselli ikramiyesiydi hepsinin
ya da bonus diyelim buna
yalnızca bir canım var
bir can ...
başka bir şey hatırlamıyorum
hatırlayabileceğim
hiç bir şeyim olmadı benim
sahipsizliğimden başka
yağmuru
rüzgarı
ve kaldırımları saymazsak
nereden nasıl geldiysem
niye geldiysem
nereye gidiyorsam
sordum durdum hep
neden ... neden ... neden ...
kim düşürdü beni
kim düşürdü bizi bu hale
kim !
neden !
yanıtı yoktu
ya da
ben bulamadım işte
yaşamak denen bir girdabın içinde
benzer gerekçelerin yazgılarına mahkum
ve aslını astarını dahi anlayamamış
bilgisizliğin boşluklarına
algısızlığın kuyularına
pervasızlığına hiçliğin
sürükleniyor ... sürükleniyor...
sürükleniyoruz daha doğrusu işte bu
işin aslı da özeti de bu
hangi dilde yazılmıştır ki yokluk
çevirisinden de okusak mı artık
her coğrafyadan yıkıntılarını araştırsak mı
insanın derisinin rengine bakmaksızın
yüreğine nüfuz etse miydik ...
ki ,
en ulaşılabilir olanlarına
en yakınımızdakilerden başlayarak
kazık atmadan
iftiralar düzmeden
doğrulukla
dürüstlükle
sevgiyle
şefkatle yaklaşabilse miydik ...
acılar azalır mıydı
zehrini paylaşırken birlikte
benden sonrası tufan mı demeli
öncesi neydi o zaman
ki
öncesi
sonrası
neyi değiştirebildik yazgılarımızdan
kendi ezberlerimizi hıfz ederken
neleri unuttuk an an
ya da düşünmedik
düşünemedik ...
yoksa yazgılarımız bunlar mıydı acaba
hiç düşünemediklerimiz ...
bir şarkının dizelerinde
' hepimiz tanrıdan bir parça değil miyiz ' (*)
' hepimiz o eşsiz duygunun eseriyiz ' (*)
demişti bir şair oysa,
parçaların böylesi dağınıklığı
ve savrulmuşluğunda gayya kuyularına
bir dosta son hanceri vurmak eyleminin
hazzını bırakıp da bir kenara
zaman ayırıp
hiç düşünebildik mi
o eşsiz duygu neydi ...
bunlar mıydı
o eşsiz duygunun eseri ...
- suskunluk ; bir yaşam biçimidir -
Mert Yiğitcan
05 mayıs 2017 istanbul
(*) Orhan Gencebay Beni Böyle Sev Seveceksen isimli eserin güftesinden alıntıdır.
Okurken keyif aldım, anlatı güzel.. Kutlarım.👍
Güzel
Anlatı
Duygu Ve biçim
👍