Süsleyip Sundun Sevgilim

Ateşi düştü yine aşkın, şu garip gönlüme, yakar içten
Ne istersin benden, damganı vurdun ömrüme, hiçten
Set oldun yolumda, düzgün giden yönüme, hariçten
Altın tas içinde aşk zehrini, süsleyip sundun sevgilim

Serseri gönlüm söz dinlemez, gürleyip akıyor, sana karşı
Adın tespih oldu, dilimden düşmüyor, sanki istiklal marşı
Benim sevdiğim kadar sevdiğini bilsem, gösterirdim sarışı
Sana döktüğüm gözyaşlarımı, süsleyip sundun sevgilim

Bütün sevenler ben gibi mi yapıyor? Sana adeta tapıyor
Kemiklerim derin sızı ile eriyor, etlerim ilfit ilfit kopuyor
Tövbe hâşâ isyan karmaşası içinde, dini yolundan sapıyor
Kör isyan iksirini, ince vazonla, süsleyip sundun sevgilim

Cümle sevenler senin gibi, acıtıyormu sevdiğini, acep ola
Sen beni unuttun sanarak, dertlerime vermiştim, bir mola
Neden çıktın tekrardan karşıma, yetmedi mi? çekilen tola
Sana duyduğum ıstırabın, acısını, süsleyip sundun sevgilim

Çok uykusuz kalmıştım, uzun gecelerde, senin için, yıllar boyu
Unutmak mümkün mü, seninle ilk tanıştığım, o malum köyü
Damarlarımdaki kanı dondurdun, çok acımasızsın, güzel soyu
Eskiden gördüğüm kara kâbusları, süsleyip sundun sevgilim

Halilim sen bu yıkık dökük, yangın yürekle, ne kadar yaşarsın
Bırak dağ taş aşarım demeyi, sen bu kafayla, düz yolda şaşarsın
Suyu akarına bırak, sevdiğin! Mahvetmek istediği, emele ulaşsın
Ayrılık denilen illeti yaşadım, aynı derdi, süsleyip sundun sevgilim

NOT: Şiir hece şiiri gibi gözüksede hece kurallarına uymayan bir şiirdir içimden geldiği gibi yazmıştım eski bir şiirimdir