Sussam Bir Çığ Gibi Çökecek Üstüme Ölüm
sussam bir çığ gibi çökecek üstüme ölüm...
sonbahara varmış bronz buğday tarlararı bendeki,
az kalmış hasata,
hoyratca vurulacak bıçak kalbime,
ve öleceğim...
birkaç rakı sofrasında katık olacağım peynire...
adımı bir kaç yılda bir duycağım belki,
yazdıklarım tozlu bir tavan rutubetinde,
bir kandil ışığıdır bendeki,
bir peygamber böceğinin günahı uçuşur üzerimde,
böcek de ben cılız ışıkta öylece...
kırk fersah altında nefessizlik bendeki mavi gökyüzünde,
şizofren düşlerim bir kağnı yavaşlığında ve iç titreten sesiyle,
gitsem tükenecek ızdıraplarım tek celsede,
kalsam üç yaşında günahsız bir çocuk bir havan topu hedefinde,
mantık değil,benimkisi devrim sadece...
sussam bir çığ gibi çökecek üstüme ölüm...
bir yatağa bağlanmış bir atlet bacakları bendeki,
her yer kaldırımmış meğer dertsiz semtlerde...
görünmez olacağım bir anda,
ve inleyeceğim...
bir bakır madalyaya gazi, adettendir diye...
sussam bir çığ gibi çökecek üstüme ölüm...
ne katran koyu mısralar adabım,
ne de üç punto ölüm ilanı ile rahatlar acım,
dermanım belli de adi adalet prangaları kolum bacağım,
sussam öleceğim gitmezsem bu düzende,
susmasam öleceğim ızdırap dolu bir son nefeste...
bir kere şiirin ismi şairane...
gerisi de etkileyici bir şekilde gelmiş..
tebrikler.
sevgiler.
ozan;
imlalara dikkat,hani birazda tema desem sahi tema ne?
birde arkadaş kimayası olmalı ,şair sevdiren sevecen kişiliktir,
unutlumaya
şiir yazmalı
sevgiyle kal...