Sussana
Niçin derin içime çekmiştim
Koklarken yaseminleri,
Akasya kubbeli caddelerde
Niçin soluklanıyordum artık ?
Neden tıraş olup hazırlanmıştım ki,
Ihlamur ağaçlarıyla randevuya çeyrek kala,
Saatime tedirgin, sık sık bakarken?
Mayıs goncalarıyla fısıldaşdıklarım neydi ki,
Kendimi bahçeye atıyordum,
Yüzümü bile yıkamadan daha
Vardı ben de bir işler değil mi
Ellili yaşlara gövdemi attığım,
Ayaklarımı yeni kurtarıp, doğrulmaya çalıştığım
Çocukluğumda imrenerek baktığım;
Sırf ten koklamış gençliğim
Artık sussana..!
Beni benden aldığın heyecanları,
Çocukluğumdan ödünç aldığın,
Hepsini yaşlılığıma
Bedavaya sattığın gençliğim;
Öfkeni,
Zembereği boşalmış zamana kussana..!
Artık böyleyim ben
Kâh gül yaprağında katre
Kâh, kasımpatında hare
Direnme, arama artık
Huzurevine düşmüş şakayıkların,
Gövdesindeki gürbüz sarmaşıklarla,
Genç yaşında dul kalmış leylakların peşindeyim artık
Boya tenekelerine terk edilmiş begonyalar
Toprağına tecavüz edilmiş,
Saçları karışmış sardunyalar
En sükseli kur yaptıklarım...
Bundan sonra,
Kırağı düşmüş yapraktaki pus bana,
Sus, sana
Soğanı toprakta mahpus, bana,
Sus, sana
Koklayamayan burnumdaki kâbus, bana
Sus, sana
Artık sussana.
Sus, sana...