Sustu Kâinat

Sustu kâinat sesleri
Omuzlarda adını bilmediğim kuş
Kulaklara söyledi Eylül'ün en şık türkülerini

Yosunlardan
Boyalar yaptı
Poyrazla sürdü dudaklarına
Öyle öptü

Öpüşürken dans etti düşlerimiz
Mitolojinin o deniz kıyılı
Ağaç diplerinde

Çıyandan başka
Ay seyretti
Belimizin kıvrımlarını
Aksımıza basmadık, soyunmadan sevişirken
Kırılmasın diye

Çığlıklarımızı mühürledik soluğumuza
Başımızda dönen çekirgelerden
Çevirdik başımızı,

Utandık belki de
Ama
Hapsolmadı yüreklerimizin yakamozu
Toprağa ışıldattı feveranı.

Kadehsiz şişeler
Döktük
Boğazımızdan aşağı bir dudakta,yakarak genizlerimizi
Şarabi renkli

Bizi içtikçe unuttuk
Bizi

Hakkı şahit ettik
Yalan sevdalara

Taş lahdin altına gömdük seccadelerimizi
Kıblemizi bırakıp denizyıldızına
Öyle döndük

Gözlerimiz kör,cennet yalan oldu
Zemzemi en son orada içtik, şarap diye

Günah dikip
O karanlık ağaç evlerin içine

Öylece...

Yalın ayak
Ateşlerde bırakıp urbalarımızı.

Şeytan rakslarına el çırptık
Yezid yeminleri üfledik
Avuçlarımıza

Parmaklarımız yasak ayinlerde
İs tuttu
Alnımıza sürdük

İki kaş arasında okundu hikayemiz
Okuduk
Bizi

Gözlerimizde
Kızıl sisler
Öyle gördük zamanı

Düş
Ateş topuydu kızılca kıyamet yanan
Ateş böceğiydik biz ateşe üryan

Şeytanla raks ettik
Alevle parıldaşırken
Gayya kuyusuna döndü yaşam...

09 Temmuz 2012 943 şiiri var.
Beğenenler (2)
Yorumlar