Sustular
Sustular
Kuşlar gibi
Havada ağır iyot kokusu
Barikatlara çekildi
Kırık düşler
O ses kayboldu, ıssızlıkta
Şafak geç doğdu
Akşamı boğulunca bir yudum suda
Öyle yağdı ki yağmur
Düşüm üstüne
Tüm hikâyeler ıslandı
Meftun bir yalnızlık sıkıştı köşeye
Bir de kara yağız efkârım
Çömelince başım kıyısına
Omzumda o hüzzam zaman
Sustu
Kuşlar gibi
Ölü yıldızlar...
?' bir ses ol feryad-ı akşama
gülün ömrü kadar ?'
Barikatlara çekilen kırık düşlerimizi, onarmaya çalışırız hep o insanı deli eden sessizlikte. En yalnız duygularımızın bu harika anlatımı için yürek dolusu sevgiler şairim...
ağrı bir dağ ismi olarak kalsaydı hayatta ... Köşeye sıkışan o yalnızlığa ve o karanlık habercisi efkara inat o köşeleri var eden görünen görünmeyen her duvarı yıkası geliyor insanın ...
ya yağmur ıslatmakla kalmayıp yazılan hikayelerin o yazılarını siler mi diye de düşünceye dalıyor insan ...
kaleminize sağlık .