Susunca Soldu Tenım
susunca soldu tenim,
zaten sararmıştı epeydir girdabında,
yapraklar soldu saksımda,
koltukların yüzleri soldu...
susunca soldu tenim,
boğazıma düğümlenen özgürlük arzusuyla,
düşler soldu,
gençlik onar onar soldu...
susunca soldu tenim,
artık kalmayan bir dost selamında,
ruhum soldu bir mesai buhramında,
anamdan yadigar kokum soldu...
susunca soldu tenim,
düşünmekle kurtulunamayan bir şerefsiz kapanında,
kardeşimin umutları soldu,
onun sesinde inancım soldu...
susunca soldu tenim,
kıyaslarla paramparça bir genç yazısında,
gözümde renk soldu,
ağzımda nimetin tadı soldu...
susunca soldu tenim;
ne son bahardı yüzüme değdiğinde,
ne ince bir hastalık ciğerime düştüğünde,
bir kaderdi,kar kaplı dağlara özlem kanayan,
bir nefesti tek bir ses bile duyuramayan...
fikrimde insanlar soldu...