Susuş
söylemlerimi fütursuzca boşa çıkaran
bir isyan var
dudaklarımın kıyısında
son sahnesi
yanlış tercüme edilmiş
kült bir film gibi her şey
hayatımın neticesi
fikirlerimin örtüşmediği
başka dudakların kıvrımlarına esir edilmiş
çok azı
ama çok azı anlaşılıyor imgelerimin
araf bu olsa gerek
ben cenneti izlediğimi sanıyorum
diğer yandan
cahilliğe kurban giden
günahsız hayallerimin ateşi
gün gün sırtıma yükleniyor
bense her gün daha çok üşüyorum
bu kadar çok üşürken
daha ne kadar yanarım bilmiyorum
alıştırmaya çalışıyorum zihnimi
sesi kısılmış bir müziğe
biteviye eşlik etmeye
ancak hiç umut yok
gözlerim alışsa da
kalabalık bakışların yalnızlığına
köle pazarı hissi veriyor
pek de mütevazı olmayan yakınlaşmalar
sesler
sesler ürkütüyor beni
feda etmeyi
göze alamayacağım
küçücük tutunuşlarım için
azdan az gider diye
sussam da çoğu vakit olup bitene
kelebek etkisine maruz kalmış
bir damla su gibi
her susuş
bir okyanus söküyor içimden
tebriklerimle