Tadı Kaçtı Bu Sevdanın

Aslında ne hoş ne güzel/di gözlerinde döner/ken dünya
Keşke hiç bitmese/ydi. Bu Aşk denen rüya
Ve ben seni kıyamete kadar sevebilseydim .
Sevebilseydik keşke,
Gel gör ki...
Tadı kaçtı artık bu sevdanın...

Git artık... Ardın sıra yıkılsın bu gönül.
alevler içinde yansın,
Sakın bakma gözlerime, inan ki tutamam tutamam kendimi.

Hadi git şimdi.

Git diyorum... Tadı kaçtı bu sevdanın, olmaz dönüşü ayrılığın...
Sonu olmayan dayatma, anlamsız bir uzatma bizimki,

Biz...
Biz seninle şimdi zamansız ayrılıkların hasrete koşan adımlarıyız...
Biz seninle şimdi kör kütük bir ayrılığın boynu bükük çocuklarıyız.

Bir neyin hüzünlü sesine hıçkıra hıçkıra ağlıyorken,
Nasılda kaskatı kesildik, nasılda duygusuz ve duyarsız kaldık,
Şu ezanları şahit tutmuş, şu sevda ile çarpan,
Hasret yüklü yüreklerimize...
Yazık... ne çok yazık ettik kendimize...

Biz... biz bu hale nasıl geldik?
Biz ki, deryaları soluksuz aşardık,
Biz dağları bu inançla delerdik,
Gel gör ki, nerde kaldı nerede şimdi o sevdanın gücü...
Sen nerdesin ben nerdeyim.

Sen kendini yorma artık sevgili...
Tadı kaçtı bu sevdanın,
anlamı olmaz gereksiz uzatmaların...

şimdi bir tek yağmur damlasında boğulur yeminler...
yağ gibi çekilir gider altımızdan tüm zeminler.

Nedense?
Anlamı kalmamış vuslata dair tüm heveslerin.

Havalarda bozuldu diyorum mevsim zaten eylüle gebe...
Tüm oyunlar gibi bizde erken bittik, bizede erken kapandı perde
Yalıtılmış odalarda hıçkırıklarımız sessiz...
Tıpkı ürkek bir sokak kedisi gibi gözümüz ciğerde,
Ne kavuşuruz nede bir yabancı gibi savuşuruz...


(yorgunkalem)