Tahtadan Tanrılar
her gelen hayatını asıp gidiyordu yalanın ucuna
duvarlarda biriktirilmiş anılardı çerçeveler
sevgi kendi dalga boyuna bükülmüş korkunçlukla şaklardı
var mıyız yok muyuz diyebilen sular çözülürdü sonsuz parçaya
bebek dilini ayaklar altına alan inlemelerin mavi şeridi
en çok o yok etti kalbimizde ki ittifakı
ölüm kusuyordu makineler
ve susuyordu infilak çemberinde abis
sırtını saran ellerimle nefesini
ciğerlerini okşar gibi nefesini
kendi göğsüne sokup yaşatmak istedi
güldüler zamanın fenerlerinde bizi dinleyenler
bir sevgi
bir sevgiyi bırakabilir miydi böyle
ben seni tahtadan tanrılar oyarken gördüm
çakının ağzı ile değiştiriyor dun dünyayı
bilinmezliği asıp ağaçlara
yaprakları dinliyordun yeşil
masmavi çocuk gözlerinle
hayır
hatırlama artık bulutların geldiğini
senin göz yaşların nedir ki bu yağmurun yanında
karınca duası istim batması
külde kahrolmuş sevinç
senin ellerin nedir ki sonsuzluğun yanında
evet
ayaklarımızın altında bekleyen dünyamız yok artık
anıların sayfalarını rüzgar çevirdi
bir şaka gibi gülümsüyordunuz ya
inanmak istemedik
kalbimizde atan rüyaya.
..güzel imgeleri çakmıştı sevginin şiir tahtasına teşekkürler tebrikler...