Taksi
Hey taksi
Bizi götürür müsün çocukluğumun geçtiği şehire?
Hani yollarında yamalı asfalt
Sokaklarında ahşap binalar
Kaldırımlarında akasya ağaçları
Köşe başında Ali Dayının bakkalı
Evet evet orası
Mayıs ayının sonu
Ne de güzel kokar akasyalar
Dallarında kuş sesleri
Sokaklarında oyun oynar çocuklar
Evin camından annem yemeğe çağırıyor
15 dakika ihtiyaç molası
Oyun sürekli Bi takım bir kişi eksik oynar
Ah çocukluğum
Ağzında avuz kokusu
Susadımı dayarım dudaklarımı cami avlusunda şadırvanda musluğa
Koş Ufuk ta hayallerin var
Koş terlemişsin ne çıkar önünde engellerin var
Dur geride kalan çocukluğun var
Pembeleşmiş yanakları
İlk defa bir kızı öpmüş dudakları
Elinde bir demet papatya var
Kağıda yazdığı iki kelime
En romantik aşklar dokuz yaşında yaşanır dostum
Eğer aşık olmadıysan dokuzunda
Anlayamazsın renklerin ayrımını
Ruh körü olur çıkarsın
Müsait yerde inebilirim şimdi
Aklıma düştü o yıllar
Akasyanın kokusu burnumda
Ve o küçük kız çocuğunun yanağını öptüğüm mahçupluğum
Ben sana 35 yılımı veriyorum kardeşim
Çocukluğum bana yeter
İstemez Üstü kalsın
Öyle bir taksi olsa en çok kullanılan araç olurdu sanırım yıllar ilerledikçe. Çocukluk tüm masumiyeti ile iyi ya da kötü hatırlanmayı her zaman hakediyor. Kaleminize sağlık.