Tanrım Anlatsam İnanmazsın

inanması güç ama o bir çiçek
şimdi köklerini sıyırıp Eskişehir'e gitse
bir başkası oradan Bursa'ya geçecek
Bursa'daki durur mu?
toplar polenini, taç yaprağını doooğruca İstanbul'a..
türlerine özgü kavimler göçü bu
bir şehre onlardan iki tanesi fazla
ben birini Ankara'da gözlerimi kapatıp kokladım
dünyanın dörtte üçü sığdı kollarıma
uçurum kenarı bakışlı bir kadın..
uçurum kenarı çiçeklerinde olay ufku kokusu..
Tanrım, anlatsam inanmazsın!

bütün eski kavimlere alışık gözleri
bütün eski zamanlara
çıkarıp bir ihtimalsizlik koysam masaya
parçalayıp ondan bileklikler yapabilir
Aztek, Sümer, İsfahan motifleri..
sustuğunda anlatabiliyor
ama yalnız susarak anlatabiliyor
işte o işler artık öyle olmuyor'un İngilizcesini
hani biz kalkıp denesek bunu
Latincede evli biriyle sevişiyor gibi dururuz
o alçıdan yapılmış güvercin gibi..
o gitmesi mümkün değil gibi gözüken tiyatro oyunu
(Neşe'dert'aşk)
herşeyi bırakıp gitmek isteyebilirsiniz
böyle biriyle uzaklara fazla uzun bakmayın!
mavisi eksik zamanlara iyi gelen bir kadın..
hele o yalnızlığı üçe filan bölüşü..
Tanrım, anlatsam inanmazsın!

bir şiirin sabıka kaydında geçmez adı
bense oturmuş adliyede ona şiir okuyorum
Ahmet Telli, o, ben, şaşırmış kalabalık..
'gidersen yıkılır bu kent' diyorum
o susmasıyla şiiri dünya dillerine çeviriyor
Khmerce dahil
bunu yapabildiğinin farkında bile değil
toplumu sev(iş)meye teşvik etmek suç, tutuklanabiliriz
Ankara Adliyesi böyle şeylere hiç olmadı alışık
bir kolu uzanmış Hayal Kahvesinde
öte kolu taaa nebulalarda, güneş diplerinde
uzanıp dokunsam o gülerken dudaklarına
gitmediğim dünya başkentleri avuçlarıma dökülecek
bir yer var oraya en çok o yakın
bir renk var ilk kez onda görülmüş
o rengi anlatabilecek bir de isim var
b ü t ü n i h t i m a l l e r e y a k ı n . .
bütün ihtimallere yakın olmak bir kadında..
Tanrım, anlatsam inanmazsın!