Tayfun'un Ardından Ağıt
47’sinde henüz, tayfun da gitmiş
şiirsel bir çocuktu, tayfun da gitmiş
-bir urganın soğukluğuna geçirerek boynunu-
gürüldeyen sular gibi öbür dünyaya
gömleğinden çoraplarına
ayakkabılarına varıncaya dek
karalara bürünür kendi hâlince
öyle yürürdü sokaklarda
heykeltıraş olmayı seçmişti tayfun
şu çirkef dünyanın curcunasında
kendini yontmak için gün be gün
biraz daha, az daha
tayfun işte
can-ciğer kuzu sarmasıydı doğa’yla
insanlardan kaçardı genellikle
sımsıkı sarılırdı ağaçlara
tayfun gitmiş, tayfun gitmiş, tayfun gitmiş
bize bırakarak karanlık günleri
vücudunu kara toprağa sermiş
açık kalmış gözleri
Sarıldığı ağacın darına. Öyküleyici bir anlatımın şiir hali. Tebrik ediyorum efendim..