Teessür
embesil bir keçi dudağıdır aşk
olsa olsa ıstırabın annesi
hem öyle böyle değil vesveseli inkarcı
kendi kendinin intikamcısı
öpme sevgilim öldürme heveslerimi
her şehir dilidir insan hikayelerinin
denizi dağı ovası ve her birinde
ayrı bir cehennem masalı
bacasız evler çizme resimlerine
döndürme ayrılıklarımızı
sen sihrini çalarsın ömürlerinden
yıldızlara sevdalı gecelerin samanyollarından
eskitirsin düşlerini yeni yeni adamların
öldürürsün en olmaz heveslerini
ey neyzen içim içinde bir nefes çek şimdi
sonra bir kaç küfür heveslisi kelimenin
ardına sığınır senin o intikam dediğin
oysa sevgilim ay ışığına dizilmiş güller gibidir benim
esrik yürüyüşlü çakallar bilirim heyhat
nazenin gülüşlü sevgilileri vardır
o güller ki eski günlerin hatırına
kızılca bir kıyametten çıldırıp
süre gelen yılkılarındır bil ki
hepsi hepsi ölümlü bir dünya için
sevmektir bizimkisi
neye yarar gönlümün şehremini
çıldırmadıktan sonra göğsünde ay güneş yıldızlar
sonra kainat kılıklı yosmalar varken dilinde
gönüldeki zerrenin hükmüne kim bakar
ha doğmuşsun ha ölmüş
denize uyku dağa korku veren
o yaz esintilerinden habersiz bebelerin
kurumuş dudaklarıdır çöller
kiminin kuyusu sevgilisidir kiminin Yusuf’u
bizimse yollarımız hepten dar
biliyorum ama yine de ömrümün en yalnız gününde
yolumu kesen haramilerden biridir yağmur
kaldırımlar suya salındı su uğruların peşine
düşseydik ya bunun daha da çukuru yok muydu
ömrümüzden akıp gidenlerin hatırına
bir şey gördüm kalemin ucundan
eski yeni ne varsa yazılmışlardan ötelere gittim
döndürme bizi hayalimizden
ey sevgili Tanrım ey mecalsiz dilimin güvenci
aşk ile var olduk aşk ile yok et bizi