Teferruat
niye sevmedin beni orada , o alnı ak yağmurda
zulüm görmediğim isyanda, esir düşmediğim savaşta
niye sevmedin beni orada
şimdi neden koca bir şehri öpesin geliyor
koca kainata sarılasın
maviye bulaşasın, göklere çıkasın
niye ilkokulda siyah önlüğüme tebeşir sürmedin
kovalamadın beni, neden dizlerimi parçalamadın
neden öpmedin baharda, neden beraber dönmedik evimize
yollara çıkıp seni arardım
tüller çekerdim gözlerime, içerim görünmesin
kavga ederdim annemle, beni niye doğurdun
niye aramadın beni o sancılı doğumda
niye uğramadın sokağıma
sebeptir gecenin karanlığına,
karanlık içim daha karanlık
suça ortağım dünya karanlık
gözlerine bakıp neden yürüdüğümü bile bilmezken
ayağıma takılan aşka neden ağlarsın diye ağladım bir kez daha
sözlerin sıcaklığında titreyen maneviyatımı ov
bir iç gıcıklığını yok etsin kendiliğinden ellerin
eşsiz geleceğime mumlar dikeyim
adaklar adayayım, kibritten ev yapayım iki göz
güçsüz yüreğim fırtınalar koparırken
güçlü göğsünle,
gecelerce kırık kalbimi hastanelere taşı
belki iyileşirim.
büyük şehirlerde doğmak isterdim, büyük aşklarda
ekmeğin boğazıma değmediği şehirlerde, sevgiyle doymak
küçük şehirlerde de ölmek isterdim ama çok geç
cesedim çöpe atılmış veya başına bir taş dikilmiş
ölmek ölmektir işte, küçük büyük
sevmek sevmek değildir işte,
gerisini düşünmeyelim
gerisi teferruat