Tek Gerçeğidir Arayış
işlemesini kara ile ak sevdasının bildiği
fikrimin süzgecinde söz ezilir yine
ama söyledikçe acıyan bir yanımdır da
o iki sevdalının lafsında sana hasret demesi
şu nefesimi yek pare eden kelamının
kim bilir kaçıncı dertli sabah müjdesi
hiç bir güzelliğine doğrulmayan gemi de
ararken aşkının ummanını
tabiat yelkenin de ki yokluk rüzgarı
gözyaşını kamçılayan
avuç içlerime bir yolculuğun ardını bırakan
feleğin dert işleyen iğne oyası
hele de suyun dalgasızlığı kadar düzken
şu dargın koynumun gülizar bağı
kimse sormasın tattığım acının ağrısını
çünkü bilirim yoktur şifası
sönük bir lamba misali
ancak çehresinde duran bilir
yanmışlığın ardında ki
o yakmaya devam eden sızıyı
pervaneliğimin ettiği bir suskunluk
sade dikenliğin resmiyken sevgili için
bırakın satır gülşeni onu toprağı edinsin
güzelliğini saklayıp cevherini yeşertsin
sesi boğuk kanat seslerinin
soluğunun rüzgarında kanat çırpmış olma ihtimalinde
yadigar olmuş düş iklimine
bırakın, muhtaç olunmuş hayat meyvesini beklesin
vaktin aşk ile mahşere bükülüşüdür çünkü bu
visal uğultusu olan gecenin
yanarak geçtiği takvim kervanında
aşığa sunulan tek şeyin arayış olduğu