Teni Haram Saydık

gök nasıl akar kuruyan toprağın bağrına sicim sicim
işte öyle sızdık alevden şimşek misali gözlerden yüreğe

damla damla tadarken vuslatın zehirden şerbetini
nefsi ayaklar altına aldık sere serpe taş kaldırımlarda

teni haram saydık şehvetin kucağından akan tere
yeterdi bir çift buğulu göz gönüldeki vuslat bayramına

yarım asır eskidi şafağa ermek için düşe kalka yollarda
kâh yokuş, kâh düzde, kâh engebeli yollarda uğraşta

çoook! demir alan gemiler ardında bakakaldık ufuklara
boynumuz kıldan inceydi kaderin yazdığı fermanlarda

bazen düşler dökülürdü eteklerimizden masalın sonunu beklemeden
bazen kükredik kıyısıyla kavgalı dalgaların yoldaşlığında

yanardık ateşimizle, külümüz savruluncaya dek benzi soluk mevsimlere
yüreğimizi avuçlarımızda sıkardık duyulmasın diye derinde ki avazı

gün geldi çorak topraklara tohum attık umudun yelinde
gün geldi susuz kaldık çağlayan ırmaklar kıyısında

başımız göğe değerken ulu çınar gibi sevdalar gölgesinde
maviler o an birleşti gök ile denizin vuslata erdiği yerde

karanlıklar vız gelirdi gönül gözü açıkken sevdalıya
vuslata erişilmişti şafak vaktinde güneşi öperken dudaklarından...

10 Şubat 2016 469 şiiri var.
Beğenenler (2)
Yorumlar