Teninde Krizantemler Eriyordu
Dokunuyordum...
Teninde krizantemler eriyordu.
Dudakların pıhtılaşmış kan hüzmesi,
Dilinde kemiksiz sözcükler,
Nefesin mistral rüzgarı...
Dök düzensiz sancılarında yaşayan beni.
Bir kibrit çöpünün yanışı kadardır zaman.
Ağlatıp durma geçmişini,
Bırak kanadı kırık özgürlüğü.
Kayarsa avuçlarından aşk.
Deniz kucaklar kızıl bir akşamüstü.
Su/suyordum...
Gözlerinden zemzem dökülüyordu kuraklarıma.
Beli kırık sızılar yazılmıştı alnının çatısına.
Yürüyordun istemsiz.
Kaldırım taşları taşımıyordu kimsesizliği,
İhtilal inliyordu sokaklar.
Kırgın bir bakışın artığıydı kirpiklerin.
Yüzünde şarapnel parçaları,
Ellerinde patlamaya hazır hayat büyüyordu.
Gök kan kusuyordu,
Aklın;
Paranoyak düşler.
Kılıksız bir rüyanın sesiyle irkilip,
Lilith oluyordu gözlerin.
Ne kadar tükürsende nefreti yüzlere,
Sen de Adem gibi yaratıldın kil'den.
Diliyordum...
Dua olup göz süzüyordun iliklerime.
Zülüflerin dökülüryordu b/akışlarının surlarına
Kirmanşah savunması oluyordu ağlayışın.
Bir şiir düşürüp dudak kıvrımına,
Aşk üflüyordum kulağına.
S/aklıyordun ürperişi.
Taçsız bir ece edasıyla,
İnfazımı emrediyordun kanatsız kırlangıçlara.
Ayak bileklerimi kesen pranga gül kokuyordu.
Avuçlarım zifir,
Acı/yanlarıma tebessümünü sür.
Seviyordum...
Ölü bir şiirin son mısrası oluyordun.
Vurgusunda mavzer kurşunu s/aklanıyordu.
Katle icazet alınmıştı aşk uğruna.
Kalem kırık,
Özlem yakama ilişik.
Aş(k)ıma ağu doğranmış,
İçtiğim su ayyaş mezesi.
Bir yaprak karanfil asıyorum saçlarına,
Göz uçlarına müebbet.
Avuçlarında saklanan cennete uyuyorum.
Uyandırma ölü'mü.
Dokunuyordum...
Teninde krizantemler eriyordu.
UĞUR YÜCE
''Ağlatıp durma geçmişini, Bırak kanadı kırık özgürlüğü.''
Ve özgürce anlatım şıklığı, şiir...
Tebrik ederim. Var olasın sevgili kardeşim.
Telli duvaklı şiirlerin kınası yakılmış, ağrıyan yanları yakılmış, aklanmış, paklanmış...
İç içebildiğin kadar sevdasıyla hemhal olan zamanı ki, ölüm gölge...
Tebriklerimle...
Dokunuyordum... Teninde krizantemler eriyordu.
Dudakların pıhtılaşmış kan hüzmesi, Dilinde kemiksiz sözcükler, Nefesin mistral rüzgarı... Dök düzensiz sancılarında yaşayan beni. Bir kibrit çöpünün yanışı kadardır zaman. Ağlatıp durma geçmişini, Bırak kanadı kırık özgürlüğü. Kayarsa avuçlarından aşk. Deniz kucaklar kızıl bir akşamüstü.😙😙🤐
Yine dökülmüş şairimin kaleminden aşk-a ait kutsal sayılan ne varsa kutlarım üstat ..👍👍
Su/suyordum... Gözlerinden zemzem dökülüyordu kuraklarıma
zemzem kadar kutsal aşk ve manasını bilene bir nefes kadar gerekli
Şaire ve şiire saygıyla