Terabbus Sendromu

Poetikası batsın yazdıklarımın
Parantezle kapanmış bir özlemi kusuyorsam
Ve sen bunu okuyorsan
Üstü kapalı kalsın anılarımın
Aldanışlarımın

Tarihini sorma bana, gidişin takılır boğazıma yutkunamam
Yarasında boğulurum o azılı zamanın
Zifiri tavan yapmış bir sigara dumanında, tekerrüre takılır hezeyanlarım

I
Gittiğinden bu yana
Az yaralı gülüş taşımadım dişlerimin arasında
Az esip gürlemedim yüreğimden gidişine

Bir kehanetin memnu/niyetli gülüşünde menfi satırlar okuttu aşk
Metruk bir silüeti taşıdı ruhum
Sen yoktun!
...
Gölgesinden tutup yağmurlara astılar çehremi
Tabanlarımdan çivilendim geceye
Gidemedim bir adım ötene
Süremedim şafağı, gözlerini taşıdığım gözbebeklerime


II
Şimdi
Kireç oranı yüksek sular içiyorum
İçimi aklamak için
Ama sen de boş durmuyor, içime kızılcık şerbeti kusuyorsun
Hep susuyorsun...

Babam gibi oluyorsun önce
Gurbetimi büyüten takvimlere başkaldırıp
Alnımdan öpüyorsun erkekçe
Sonra herkesçe ve sessizce gidiyorsun
Eşik ardı gurbetime...


III
Hatırla
Masalları yakılan bir gençliktik biz
Fiyakalı sözcüklerle işlenmiş dizelerde arardık teselliyi
Sonra vazgeçip bohem hallerimizden
Köhnelikten küf tutmuş cümleler kurardık
Kafa tutardık edebiyata
Düş kuruntularımızın satırlarında

Yeni yeni kentler inşa ederdik
Damlarında yatacağımız küçük evler
Yıldızlarda büyüteceğimiz çocuklar düşlerdik
Kavgalarımız olurdu, ben sana durmadan küstüm der
Sen gönlümü alırdın
İşimiz gücümüz sevmek (mi) olurdu...



IV
Şimdi ne cellat ara ne de bir intihar
Zıpkın gibi saplanan sen yanlısı bu işkencedir ömrümün faili
Bit dediğin yerde bitti
Gözlerinden dünyama yayılan o faslı bahar...

Hayra yorulmaz elbet şiirlerin kaburgalarını kırışım
Beş kuruş etmez berduşluklarda şairliğimi utandırışım

V
Gel...





(dezenfekte edilmiş beklentiler içinde olmam daha çok bekleyeceğimin habercisidir, kireçsiz bir oda istiyorum, duvarları kerpiçten olsun lütfen...)



...kasım / 14 aralık