Ters An Senfonisi
Adım adım,
merdivenin çürüyen basamakları
içim, tahta kurusu
hislerimin ye'nilip,
bir yargıya bağlanması kadar
kolay.
Yılan özentisi su borularının,
romatizmalarıma kadar dokunuşu
zonaya dolanan serçe parmağım;
sen bilirsin bedenimi taşımanın zorluğunu!
Bir kova dolusu hüzmeyi
boşalttılar tepemden aşağı
zifir kesildim.
Ürküsüne
cebimden taşan çakmaklar
toza döndü sol elimde,
çamura yattı
kalem oldu...
Yaz diye beni!
Beni sakat çocukların,
tekerleksiz düşlerinde...
Kağıt helva ile bozuk uçurtmaların
ayrımı zor günlere...
Koy boynunu,
dardır bu ağaç
ve
geri dönüşümü zor artık.
Üflesen uçacağım,
gözümdeki zerreye...
Sancıyan diş etlerimden
tut
beni...
başımın içindeki vertigoya kadar.
Yaz...
Flamenkoya mâl edilen
acıklı dokunuşlarında üryan
keman virtüözüne
-düş'e nar-
en son minörüne takılan...
Ne majorlerden geçti de rüzgâr
bir ipin üstünde tutamadı
saçlarımın uğultusunu.
Purcell'e kandım.
Doydum yahu!
Kanmak dediysem,
sakladığım aptallığımı
ne diye kolaçan ediyorsunuz,
ekmeğimdeki heceden!
Alnıma dayanmasın diye teri
bir gardırop anısı
şakağıma doğru eğilen hufre.
Karanfil ilmiği değdi
tenimdeki devşirme 'öz ateşine.
Ölüler pek severdi
bilmezsiniz bu kremasyonu,
bir tepsiden boylarlar
kül olmaya gör,
alabildiğine kırmızı...
Pas sopası, karkanat karası, turkuaz leke...
ters ve alabildiğine doğru,
benim ayağım
göğe kapı, fasulye sırığı...
siyah beyaz ekranında o yetim çocuğun.
Gönüllü ol dedik toplum!
Arama didik didik
yaz bir kez daha ve düz her daim,
yalan.
An asâsı, sihrine muska
inkârına yatak...
Zaptettiler tiyatroyu
tiner kokusuyla yağmalanan metoplar
ve tabloları Phidias'ın.
Tuval ve kalplerin taş olanı makbuldür!
Hoş geldiniz,
boynuzlu melek, kanatlı şeytan.
Hayalarından asılan kadın...
Hoş geldiniz!
Uyluklarımda eğleşen fakir çocuk.
.
.
biraz uzundu ama çok güzeldi tebkler
yüreğine sağlık
👍👍
Bittiğinde kendimi asmak istedim!
Tebrik ederim, harikaydı.
yürek işi şiir, usta işi dizeler... istikrarlı şaire....... kutlarım sis👍👍👍👍👍👍