Ters Kıble
- l -
Ayaktaydım
Hiç unutmam her zamanki gibi geceydi
Sen bir yerlerde uzanıyordun muhtemelen
Ne için uzanıyorduysan onun için uzanıyordun
Belki de uzanmış olmak için
Özetle ayaktaydım
Muhtemelen uzanıyordun bir yerlerde
Yanında biri var mıydı yok muydu bilmiyordum
Ama meraktaydım da yalan değil
Aynı zamanda ayaktaydım kımıldayamıyordum
Ve yoktu yanımda biri ya da birileri biliyorum
Uyumayı teyelliyordu uzanmanın alnına gece
Ben daha yeni doğrulmuştum uzanmaktan
- ll -
Ömür kadar kısa sürede sabah oldu az sonra
Uzanıyordun muhtemel hatta uyuyordun ihtimal
İddiaya varım yalnızsan bile sen seçmemiştin onu
Hem uyumak yarı ölmüşlük halidir derler
Uyurken kiminle uyuduğunu unutursun da
Yine de sıcaklığı huzur verir güven verir insana
Sensiz gecelerde çok üşüdüğüm için iyi bilirim
Isıtmasa da içimi
Anlı şanlı madalyamdır yalnızlığım
Ki benim çoğulluğum iki kişilik suaredir
Gömleğimin kalbime yakın cebinde taşıdığım
Hayli vakittir kullanamadığım
Miadı dolmuş yan yana iki bilet
Biri senindir
Velhasıl
Yalnızdım
Uzaktaydım
Ayaktaydım
Üşüyor
Yakınsıyordum seni
Uzaktaydın
Uzanıyordun
Üşüyor
Yakınsıyor muydun beni
- lll -
Ömür kadar kısa sürede sabahken
Birazdan dosdoğru öğlene doğru oldu
Arası
Arasıı
Arasııı
Hatırlayamıyorum arasını
Boşluktu sanırım
Dümdüz boşluk
Yoksa çeki taşı mı bağlı nedir
Bacaklarım kırık mıdır yoksa
Sadece dikiliyorum sancıyla
Vurmasınlar diye alnımdan
Başım yere eğik
- lV -
Birkaç devir geçmiş geçmemişti ki
İkindiydi az sonra
Ayaktaydım hâlâ
Sen uzaktaydın
İmla yasası uyarınca ayrı yazılan bağlaçlar kadar
Haritadan bakınca
Sınırları üst üste çizili
Birkaç şehrin yüz ölçümü kadar
Yola varınca
Bir tarafında hoş geldiniz
Öbür tarafında güle güle yazan
Peşi sıra birkaç şehir tabelası kadar uzakta
Ben senden daha uzakta
Ben senden yan yana üç nokta kadar
Ben senden cenaze helva kokusunun düştüğü
Fabrika vardiya düdüklerinin ve savaş sirenlerinin
En tiz duyulduğu yerlere kadar uzak
Memleketin içlerinde olsa da
Kıbleye ters düşse de yören kuş bakışı
Kabul olmayacağını bilsem de
İçim yana yana okuduğum duaların
Yüzüm diyar-ı gölgene dönüktür daima
Durduraksız sana dönüktür yüzüm
Semazen misali
Dönüp dolaşıp vardığım kıbledir çünkü yüzün
Hiç kuşkusuz
Denizsiz kuşsuz mesafeler aksine
Burgaç gibi dibine çeken
Gönülden derindir çünkü aşkım
- V -
Ayaktayken az önce
Çökmüştüm az öncenin birazdanında
Ruhu çekilmesin bir kere insanın damarlarından
Çöker kalır illa
Seni bilmem ama
Ben uzanıyordum ikindiden sonra akşamüstü üstü
Uzanmış olmak için uzanıyordum
Bir yandan da
Kımıldayamıyordum bir yandan bir yana
Aklım hep sana doğru adım atmaktaydı da
Sanki zorla deli gömleği giydirilmiş
Sanki bağrıma karabasan oturmuş gibi
Sanki Hasankeyf'in metrelerce dibindeymişim
Sanki tabuta konmuşum da
Zincirlikuyu'da zincire vurulmuşum gibi
İşe yaramıyordu elim ayağım
Ki uzanmak ne akrostiş ne uyaktır
Sadece sunaktır ölüme
Ben uzanıyordum tabutta
Bildiğin tabutta uzanıyordum çıldırarak
Başkaları ayaktaydı
Belki sen de ayaktaydın
Sen daha da uzaklaşıyordun bu arada
Birkaç vilayet aşımı daha kadar uzaklaşıyordun
Başkaları hızlıca ve daha fena başkalaşıyordu
Ama kimse fenalaşmıyordu tabuttayım diye
Sağlık olsun dert değil
Su olsun hava olsun güneş olsun tuttukları
Ben
Ayaklı ölü ben
Uzanmıştım
Akşamüstüydü
Şehir tabuttu
Tabuttu şehir çünkü
Çünkü
Sokaklar sırat
Çarşaf kefen
Yatak teneşir
Yorgan toprak
Oda kabir
Ev araf
Musalla ayakta
- Vl -
Uzanıyordum
Akşamüstüydü
İnsanlar uzakta ve ayaktaydı
Kımıldayamıyor çıldırıyordum
Herkes kıpır kıpırdı
İnadıma kıpır kıpır
Haklılardı aslında
Yaşamak koşuşturmak demekti sonuçta
Kaldı ki durursa tükenirdi insan
Durdukça tükendiğim için şahidim
Sen uzaktaydın
Sen zaten hep uzakta
Ben taa en uzaktaydım üç nokta kadar uzakta
Bacaklarını uzatıyordun akşama doğru sen
Ya da ayaktaydın
Şey affedersin uzakta olduğundan
Var mıydı yanında biri ya da birileri görememişim
Bu yüzden bilmiyordum yalnız mısın değil misin
İyiki de bilmiyordum
Bilmemek için bilmiyordum
Bilsem nereye gömerdim kendimi hiç
Ben zaten doğdum doğalı ahbabıydım yalnızlığın
Ki heykelini yapsalar
Olduğum gibi dımdızlak beni kondururlardı
Yalnızlar mozelesinin kapısına
- Vll -
Uzanıyordum akşam akşam yalnız ve kımıltısız
Şehir tabuttaydı tabuttu şehir çünkü
Ne adettendir ne de temsili
Küflü bir gelenektir bende bu
Her akşamüstü ölür
Bir dünya ömürlük geceye dirilirdim
Aslına bakarsan
Dirilse de çoğu kişi ben gibi geceleri
Bazısı sen gibi gündüz
Gece ya da gündüz farketmez
Aslında hep ölüyüz
Ölü kadar ölüyüz
Ölü yüz
Ölü yüzler
Yüzden fazla yüzü yüzülmüş
Yüzde yüz
Yüzsüz ölüyüz
Ölü
Yüz
Yüzden fazla yüzde yüz yüzsüz
Şehir desen
Desen desen tabuttu
Tabuttu şehir kat be kat tabut
Desen desen kat be kat kaskatı tabut
Sokaklar sırat
Çarşaf kefen
Yatak teneşir
Yorgan toprak
Oda kabir
Ev araf
Yoktun sen çünkü
Ve ölüler demire keser
Hiç kımıldayamaz
Morarıp çürümeden önce illa
- Vlll -
Demem o ki
Akşamüstü olmaya görsün
Bir insan kendini bu kadar güzel ödüremezdi
Ve bak öldürdüm işte yine kendimi
Daha güzel ölemezdim hiç
Ölüyüm
Ölüler
Ölüyüz
Ölü yüz
Yüzde yüz
- lX -
Belki dirilirim
Belki dirilemem geceye
Dirilsem de uzakta ve uzanık olursun sen
Ben ayakta accayip uzakta ve kımılımsız voltasız
Musalla da ayakta
Mıh gibi
Buz gibi
Ben gibi
- X -
Bilmiyorduysan da biliyorsun artık işte
Nerede olursak olalım
Birimizsiz hep tabuttur şehir
Korkma sen yine de
Korkma ölmezsin çünkü hemen
Demire kesip morarıp çürüyene kadar ben
Kalbime gömülüsün
Sonra kalbimle birlikte toprağa
- Xl -
Uzanıktım kımıltısızdım tabutta
Yalnızdım yetimdim
Yetinmedim dinledim uzaktan uzağa
Dinledim dinlenmeden sessizce
Ne yağmur ne ağaç ne rüzgar sesi vardı
Ne kedi ne köpek ne çoçuk sesi
Ne gök ne nabız ne de göz kırpma gürültüsü
Gülüşünden ötesi haramdı çünkü
O güne kadar
Yani yanımda güleceğin o güne kadar
Kulaklarım dilime sağır
Dilim hayallere kekeç
Gözlerim ağırdır yüzüme
Boğazım çatal çatal kurak
Yüreğim boğazımdan çok
Bilki
Belki gelirsin de dirilirim diye
Ayakta beklerim seni gecelerce
...
UZUN zamandır kayıptın, anlaşıldı şimdi ... :)) sevgiyle ..