Tipik Aşk'sızlık Sonraları
Hayat; dilde, tek kelime dört harf,
Telaffuzu yürektekinden tamamen farklı...
Asıl adı; ölüm serüveni!
Neden mi hiç duyulmadı sesi?
Çünkü cevabı dün'de saklı...
Bak! Gülümsüyor tatlı tatlı...
Yazgı defterindeki her yaş, unutma sahneleriyle dolu.
Yalnızlıksa diz boyu...
Mumları üflemek kadar basit değil kurutabilmek soyunu!
Bu; Aşk rengine bürünmüş kalleş bir Ayrılığın oyunu...
Aldanmışlığıyla baş başa kalsa da,
Her ne kadar yıpransa da,
Ve her ne kadar yaralarından sızan kanda boğuluyor olsa da,
Kirlenmeyi bekleyen sayfalar gibi, sil baştan yazılmayı bekler gönlün yüzeyi.
Düşecek mürekkep lekesinden farksız olsun ister Aşk'ın inişini.
Silinmesin...!
Ayrılığa boyun eğmedikçe de izin vermeyecektir gidişine...
Lakin bir yolda baş olamıyorsa Biz, önemsizdir Ayrılığın gelişi de.
Son' kadar vurguludur bitişiyse...
Son' kadar etkili...
Son' kadar öldürücü...
Sırf bu sebeplerden isteyemeyecektir geriye bir adım dönüşü...
Ardından...
Kaotik bir şehrin solumasında, 'nefes verin' feryatlarıyla bulacaksındır,
Tek bir teneffüs için intihar sokaklarında koşan, el pençe divan gönlünü.
Biz'sizliğin, anlamsızlığına sebep; Ben'le, Sen'le...
Kayıp ilanları saracaktır nutkunda müebbet yemiş cümlelerini.
Hıfzında ölmüşlere adanmış şiirlerini...
Dağarcığın tesir etmeyecektir izansızlığına.
İzahsız kalacaktır hekimler, her gece tekerrür eden ölüm ayinlerine.
Aşk'a gem vuran Ayrılığın izlerini göreceksindir,
Sen'ler kazılı gönlün yüzünde...
Ben'lerden eser kalmamış özünde...
Ölü bir Biz'in izinde...
Sonra gönlün;
Mezarlar kazacaktır simasızlığını gizleme telaşıyla kaldırımlara.
Gözlerin, makyaj sanıp yüzündeki siyahlığını, yaş indirecek silme umuduyla.
Gök boşalırcasına...
Başın hep yerlerde...
Ceplerin, avuç içlerin hep ıslak kalacak bu nedenle...
Hep ıslak...
Ellerine sağlık güzel kardeşim pek keyif aldım şiirinden tebrikler