Titreyen Beden Benim
Çok hüzünlenme sabahın bu saatinde
Emeklerim kaybolsa da
Geçmişimin derisinde yara izleri
Canımı alsada bakma arkana
Koş hayvanlar gibi güç senin
Korkma o gördüğün benim titreyen bedenim.
Sanki varolan ben uzakta
Ağlayan o duvarın dibinde
Geçmişin derin yaralarını taşımak güç
Ben güçlüyüm zaman bana ağlıyorsa
Zaman dediğim benden hep kaçtı
Uzaktı gölgem ışıklar solgun, renksiz, durgun
Üferme sesi geliyordu bana benden uzakta değil
Korkma toprak titreyen beden benim
Sana kendimi, ruhumu, aşkımı
Ödünç aldığım yaralarımı getirdim.
Yeniden doğdum şimdi
Çok pahalı olsada değerdi
Bir denize kurban verdim kendim kurtuldum
Her kaybolanın arkasından ölen ben
Dirilen her seferinde benden daha kuvvetli
Biz ikimiziz ama ne o ben nede ben o
Ortak nokta tek titreyen beden benim...
Her kesiğimde geçmişimin izleri
Dört dikişlisini çok iyi hatırlarım
Tıpkı kılıç gibi olmuştu
Sanki bilerek kaçmıştım kendimden
Usulca karanlığına sığınırken geçmişimin
Sessiz ve yasaklı odada son yudumunu çekiyordum
Karanlık şahitti ışıklar suskun
Ben yalnız.
O odada titreyen beden benim...
Saklanmak gerekti geçmişimden
Güzel gözyaşlarım vardı geleceğe sakladığım
Kıvırcık saçlı kıza ağlayacak
Onun yaşamına esir kendime düşmandım
Deli gömlekleri istedim kendime
Bir tane yetmez ben çok deliydim
Bak gene geliyor titreme
Biraz sonra sonkez titreyecek bedenim....
Sen hep kaçtın yarış değildi bu
Aşık olunca anlatmanın kitabı yoktu
Ben sana hastaydım seni bilmiyorum
Kaçtın gittin şimdi dönüyorsun.
Bu titreyen beden benim
Sonkez olduğunu az önce söyledim
çok iyi imla kurallarını kullamadığımın farkındayım ama içimden biçimsiz bazen şekilsizde olsa yazmak geliyor uyarınız için teşekkür ederim
aslında şiirde çok güzel bir temayı yakalamışsın Mustafa, ancak biraz daha demlenmeliydi bence şiir... tavına gelmeden eklemişsin sanırım. bazı küçük imla hataları yanında mısralardaki küçük karışıklıkları da gidermen gerekirdi, diye düşünüyorum.
yine de güzeldi, tebriklerimle,👍