Toprak Ana
Bir o vardı
Umuduna tutunduğum.
Dipsiz kuyularıma sallanan uğran misali
Can havli ile ellerine sarıldığım.
Bir o vardı ayaz gecelerin koynunda
Anamın diktiği kırk yamalı yorgan misali
Sevdasına sarıldığım.
Sevdama her sarılışımda
Nevruz ateşleri yanacak sandığım.
Oysa
Doğmadı güneşim, erimedi karım
Isınmadı kıraç gönül yurdumun dağı,taşı
Her zaman susuz kaldı
Sevgiye hasret gönül topraklarım.
O gökten inecek bir rahmetti benim için
Bir damla suya hasret çöller misali
Oruçlunun iftarı beklediği gibi,
Bir ömür boyu ben hep o anı bekledim.
Rahmeti ile
Sulaya bilseydi çorak gönül yurdumu
Kim bilir ne çiçekler açacaktım.
Belki bir gelincik tarlası
Belki cam kenarında mor menekşe
Belki de kırmızı bir gül olacak
Ama asla
Ne bir kırçıllı karanfil
Nede
Sarı güller açmayacaktım.
Bilirim kırçıllı karanfiller kırılmışlığın,
Sarı güller ayrılışın semboli demekti
Ne olurdu sanki
Rahmet bulutlarına tutunup da gelebilse
Gönül saraylarımda sultanlara layık
Kırmızı güller açabilseydi.
Sen söyle hadi
Sen söyle güzel anam.
Hiç ummadığım bir anda
Gün geceye gelin giderken çıkıp da gelebilseydi
Sur üflenip
Kıyamet mi kopacaktı sanki !
Ah be benim güzel anam
Beni bir sen anlarsın,
Birde ben
Bak yine tırnak uçlarım mora çaldı
Yüreğimin üstünde yetmiş karış kar
Gözlerimde hiç kurumayan nem
Sevdam Araf da
Ruhum ayazda kaldı ,
Üşüyorum
Aç kollarını
Rahmet ve merhametinle sar sarmala
Üşüyorum ısıt beni, ısıt beni toprak ana ...
Bak yine tırnak uçlarım mora çaldı Yüreğimin üstünde yetmiş karış kar Gözlerimde hiç kurumayan nem Sevdam Araf da Ruhum ayazda kaldı ,
..
buram buram hüzün giymiş duygular şiiri kucaklamış hele ki not aldığım kısım çok çok güzeldi anlatımı..
tebriklerimle👍
Yüreğine, kalemine sağlık değerli ablacım...