Toprak Çağırırken Hüznü
_az mı canımızı yaktı zaman
tırnaklarımız söküldü
gökyüzü çiy bulutu oldu kalp ağırlığında
artık bir el atsan da şu lekeli martının kırık kanadına
usulca aksak
dere olup çağlandan köpük köpük
kış yaşlanmışken yeşeren çayırlarda
benzer gün sonlarında yürüyüp gitsek bakır rengi ovaya
bir tarafımız kırlar
bir taraf deniz
_çok mu bize kapısında asılı kalmak
soylu öpücüklerin
karnımızı düşlerle doyurmak engin meralarda
kokun sinse tüm kelimelerime
tüm tümceler seninle başlayıp seninle bitse
tüm dünyam şiir
tüm kuşlar seninle seslense
bahar sahillere inip
sis karışsa maviyle yeşile
_artık bir cümle içinde kullansak vuslatı
geceye de inansak içimizden geçenlere kulak kesilip
yorgun düşen bedenini bana yaslasan
oysa karanlıkta kalmakta iyidir
aşk içinde aşksızlığı barındırıyorsa
nefessiz kalmak gibi olur gündüzler
arnavut kaldırımlarında kırılan topuk misali
nereye baksam sanki hançer eğriliğinde
gök yine aynı gök
yoksa değişmiş mi yokluğunda
Okurken keyif aldım, kutlarım.👍