Topuklarının Üstünde Seken Bayan
Gözyaşlarımı saklarken
yanaklarımdan,
İçime dökülüp...
Sorduğunda biri yalandan,
İyiyim değişim alışkanlıktan.
Aslında çok farkımız yok!
Topuklarının üstünde seken bayan.
Sen bulsan da kendine güzellikte paye,
kurtarsan da kendini salınırken.
Aynı sen gibiyim bende;
kayıp bir yoldayız.
Sen, bir sebepsizlik bulmuşsun
ben bir olmayış, sürükleniyoruz...
Ve arada, gözlerim ilişse de yırtmacına
son hissim, aynı senin ki gibi,
iğreniyorum görünce seni.
Hani boyalanmışsın ya;
fonda tene benzer,
yeni bir surat yapmışsın ya kendine,
yüzüm kızarıyor.
Gördükçe gereksiz süslenmelerini
içimi acıtıyor teşhirciliğin
ve de gülüyorum yağmurdan salyalarına.
Buna muhtaçlığın, kül etse de hülyalarımı...
Salınırken kaldırımda;
gölgene kayıyor sonra gözlerim
eşiz bir şiir mırıldanıyor dudaklarım;
başlığı ?kadın?
Kadın...
Yalnızken sokakta,
Elinde telefonda yoksa
Gözlerin hep ağlamaklıdır senin.
Sen bilmezsin;
aynı hüznü taşırız biz.
Ben, her gece boğazdan aşağı akarım
çiğ taneleriyle...
Sen, sevdirecek bir yürek bulamamışsan bir gece;
senin göz yaşındır boğazın çiğselemesi.
sen bilmezsin...
Sen bilmezsin beni.
Geçerken sen neonların altından,
kuytu bir köşedeyimdir ben.
Hüznümü ölüme gizlerim ben,
Sen, sonradan parlamış saçlarına.
Gözyaşım, yağ tutmuş ceketime sinmez benim.
seninkiler bir kimyasala hapsolmuş.
Aslında aynıyız biz...
Sen bilmezsin.
Ben...
Ben kim miyim?
Kızkulesi'ne karşı sızmışken,
ya da İstiklalin karanlık bir köşesinde,
yahut ışıklarda dilenirken,
hani paltosu kirlenmiş
hani mazi akar ya eteklerimden sen görmezsin
Sence bir karartı ?tiksinç?
işte ben o zavallıyım.
İşte ben o zavallıyım;
aynı senin gibiyim...
Sen, senle kaldığında;
meşeden portmantoya asarsın yalancı yanını...
Ben, kuytuda bir kaldırıma sererim.
Sen asetonla,
ben, gözyaşlarımla silerim günün yükünü...
sen bilmezsin.
sen bilmezsin,
aslında sen bensin.
mustafa oldukça güzel bir konuyu akıcı bir dille anlatmışsın ancak biraz daha imlaya dikkat etmelisin derim kutluyorum seni👍