Tragedya Komplosu
"Ey rüya göremeyen yastığına göz yaşı dökemeyen sen de yaşıyorum sayıyor musun kendini" demek için mi geldin Joseph?
-çaldığın bu kapılar nasıl da aşınmış
nasıl da nasır tutmuş ellerin sahtelikler içinde-
geldin
gökten düşen üç elmanın hatrı gibi
Aslı sayarak bedenimi
geldin.
kırıldı tokmağı kalbimin
otantik bir sarılma, nevrotik bir ayrılma
buraya kadarca
bak benim sataştığım kahırlara
oysa çiçeğe durmuş şiirler yazacaktım sana.
"yazarız" dedin
gittin
büyüdükçe büyüdü mesafelerim
en zarif yerinden kalbimin
en sağlam yerinden dilimin küfre battım
hayata sataştım
oysa bir gülüşlük zamandı dünyaya düşüşüm
-senin de ağzının güleç yeri var mı Joseph-
bugün bedenim Sri Lanka
baksana Joseph Tanrı Adem'i düşürmüş dünyaya
şimdi anlıyorum biz seninle nasıl da kardeşmişiz Adem'den bu yana
bu öfken Kâbil'den kalmış olmalı
sus Joseph
alnındaki usanç günlüklerini okuyor bir melek sol kulağıma
soldaş bir isyanla vuruyorum kendimi bir sabah ezanına
ya Hayy derken kalbimin yaradana ramı
farsî bir şarkı kırıyor bütün kuşların kanatlarını
dokuz boğumdan bir sen'i duyuyorum
sekiz kere âh öncesi
sen ciğerime, kalbime ve zahir azalarıma bitimsiz bir âh bıraktın Joseph
indir şimdi elini
ben bu ağrıyı Meryem sükûnetiyle her gece d/ağlarım
şurada bir secdelik dua olur her şiir
ve her adem gibi ölümü kucaklarım
-üstündeki bu toprak da ne Joseph tenin ceset kokuyor-
yaşını dolduran bir yas
ve aksanı boğuk bir ağıt sonrası hiç çiçek açmayacak bu kaktüsü aldım
ben bir çiçeği saksıya hapsedecek kadar zalim değilken tanımıştım seni
ve sen hüzünbaz sözcükler yazacak kadar güçsüz değilken bulmuştun beni
bugün etin kemikten ayrılışısın
şimdi kemiklerim acıyor
birileri derine inmiş derken
ben senin bana cân olan halinden feragatin olduğunu biliyorum bu ağrının
kaktüs demişken bir dikene dokunmak ne kadar acıtır ki kaskatı kesilmiş bir insanı
ve dokunmak ne kadar câna değer böylesi bir ayrılıkken
-çayın soğumasın Joseph-
ölmek ete kemiğe bürünmedi
ve henüz hiçbir mezara kaktüs dikilmedi
d/ipsiz bir kuyudayım Joseph
kırılmış bir gürgen dalıyla durmadan çarptığım bu duvarların gölgesi bile yok
bilincimin üstü kapalı yaraları kavlamayı unuttu
unuttu rüzgâr kokunu mahzenime taşımayı
insan alışmaya başlayınca mı korkuyor yaşamaktan
yoksa yaşadıkça mı alışmanın kederi siniyor rüyalarına
bir kehanetin memnu/niyeti gibiyim
bazen bir umut kırıntısı bazen imkânsızlık yıkıntısı
sesimi dinle Joseph
soğuk bir duvar yankısı olarak kalmış sesimi
sen en güzel şiirleri okurken sende unuttuğum sesime dokun
ve bana bir rüya anlat
hayra yorumlanıp kurtuluş olacak bir rüya
sonra kendini unuttuğun o coğrafyada düşlerinin elini tut
- gitmek yaralı bir köpektir artık ve kalmak vurulmuş bir at.-
yaşamaksa çoğalan kuyunun suyunda arınmayı ummak
bağırıp çağırmak da bizdendir Joseph
kan kusup kızılcık şerbetine sığınmak da
şimdi gülümse
olanlar oldu artık
kalbindeki süveydayı sil kuyunun dibini göremesen de
u/mutsuzluk patlamaya hazır bir çıbandır
kanatır insanı ve insan kanadıkça anlar nasıl yaralar aldığını
biliyor musun Joseph aklımdan bir sayı tuttum
ve sonra unuttum
belki bu gece bir medcezir sonrası çekilir kuyunun suyu
ve annem öper ölü kuşların gömüldüğü uykumu
daha kaç gün kaç gece kaldığını bilmeden yaşamak olsun diye bu
susuyorum Joseph sen rüzgâra şarkı söyle
hz
erzincan a girdim diye başlar erzurum da biter türkü.. şiir erzincan da başlamış orada bitmiş..şaire yol vermemiş..hayal eder şaire hayal eder erzincan da deniz hayal eder..ama bilmez şaire acımasızdir denizler.. yanan gemileri söndürmezler ,terk edilmiş limanları sahiplenmezler.. kıyı kayalarını döver un ufak ederler kuma döndürürler..sonra da kumdaki çıplak ayak izlerini silerler..kalmaz gidenden bir iz bile..bilmez şaire;kibirlidir denizler şehrin ışıkları ve yakamozlardan başkalarını dansa kaldırmazlar ..trio sırnaşırlar..mevlam sev diyerek iki göz vermiş, kör bizim şaire denizi görür sadece.. ya altı ormanlarını rengarenk balıklarını..? el açar HALİK,e oysa halik sevmeyi yarattı önce vicdanı yarattı..kendi gider gidebildiğince,de, gitti sandığına inkisar eder şaire.. ahval-ı hal bu işte şaire; giden senken kalanı hayal ettin terk eden.. yeni yıl geliyor şaire yeni yıl.sen öyle sanıyorsun ve kutlamaya hazırlanıyorsun..oysa adı değişir sadece bir süreliğine ..yıl hep eskidir şaire.. vee; zamanla hep azalırmış eskir sevgiler..
nevrotik
(saatkordonunamendilbağlayanzamansızadam)
Yüreğine sağlık güne düşen şiirinizi tekrar okumaktan keyf aldım tebrik eder hayırlı çalışmalar dilerim
Yine Züleyha şairem ve yine yüreklere dokunası şiirsel metinleri...
Kutluyorum en içtenliğimle efendim. Tadı egzotikti ve okunasıydı yine, yeniden.
Selam, saygı ve muhabbetle. Başarılar dost şairem
joseph'i tanımam etmem ama seni tanımak şiirlerin kutsallığına olan inancımı her şiirinde kutsamak demek sevgili Züleyha..