Tren Yalnızlığı
geçiyoruz yorgun istasyonları
eski ve sisli duraklar eşliğinde
rayların güneşe dönük yüzü
eskitilmiş anılar gibi
ve katar katar
buzlu cam şenliği
baharın peçesi buzdan elleri
selamlıyor doğayı
bitmeyen bir göç endişesi
-kitaplar küf kokuyor
-renkler alaca gri
-gönül eski zaman hikayeleri
içimde
kırk vagon dolusu insan
keskin bir ray sesi
içimde bir tren var
yoklar durur hızımı
beni kendimle sınar
ufkumu saran bulut
küme küme karanlık
bir düdük sesi kadar uzakta
istasyon dolu sevinç
çiçekler selamlıyor
tepelerin ardından gözlerimi
bahar
çiğdem demekti
bir dolu yağmurdan sonra
kar çiçeğinden
taç iliştirmekti bahar
ekoseli bavulunun üstüne
haydi!
toparlan diyor istasyon şefi
en kesif soluğu ile
uzunca bir düdük sesi
İrkiliyorum
şimdi inmek vaktidir
içimde raylardan örülü
koca bir hayat var
dumanı üstünde
çay içme zamanıdır
sevmek zamanıdır şimdi
yeniden
çocukların gözünden dünyayı...
Şule ; iyi bir şiir okudum ,
Kutlarım .
Kalemine, yüreğine sağlık Sevgili Şule
Tren, istasyon ve garlar... Sevdalara, kavuşmalara ve ayrılıklara gebe keskin çuf çuf sesleri... Dumanı kara kara trenler gecikir, ama mutlaka gelecektir. Şiir, istasyonda sana sallanan ele kavuşmayı beklemektir.
Kaleminize, yüreğinize sağlık Şule Hanım.
Tebrikler, kaleminize sağlık. Dokundu...