Trendeki Gözlerim
çalışmaya giderken gözlerimi de aldım
beraber bindik üçümüz bir trene
onları oyalamak için unutmuşum kitabı
habire konuşuyor susmuyordu gözlerim
telefonu al meşgul ol dedimse de
çekmiyor burada dedi girsem dünya içine
öyleyse kapat göz kapağını yorgun gibi yap
belki durakta inilir veya bir türküye binilir
biraz dilini çıkar gizlice trenin tavanını say
veyahut bu bebeği sev onu biraz tay tay
hayal et düşün şu fikirleri incele bir iyice
sen birini ötekine bağla dolaştır ve düğümle
bir ara ağzımı açtım baktım
konuşan sadece benim gözler değil
oklar yağmur aman değecek iyice eğil
ne ettim ne dedimse susmadı bu gözlerim
dil değil miyim
konuşmak için hür değil miyim
dedi durdu
etrafta dırdırları duydu
iyice bir kudurdu
tünele girdik madenden göğe çıktık buluttan
bir seher yeli gibi s’esti durdu gözlerim
ağaçları kuşları
saydı durdu gözlerim
o kadar çok konuştu ki en sonunda
görmeyi unuttu bu gözlerim