Tur-u Sina'yı Andım Aklımda Zeytin, İncir

Gözleri kamaştırır şaşaası rüyanın
Altında suyun sesi şarıl şarıl, dünyanın
Üstünde gerdanlığa benzeyen yıldızlarla
Samanyolu bu arzın çift sütunlu kemeri
Ve boşlukta parlayan güneş çeri, ay peri
Esmer toprak teniyle hep nazenin kızlarla
Rüya içinde rüya görüp oldum seferi


Kopkoyu bir geceydi gökler birden yarıldı
Yedi kat, yedi kere som ışıkla sarıldı
Sessizlik içindeki varlık uyandı derhal
Henüz daha atmamış, ağarmamışken fecir
O, semadan gelen şey gönlüme verdi ecir
Ne hikmetse denizde su yandı behemehâl
Ellerim önümdeydi dolandı şeffaf zincir


Işıltılı gök çatı, arzdır insanın evi
Yeri göğü kuşatan bu havadır uhrevi
Her yıldız bir çıradır, gece göklerin süsü
Kimine romantizmi, kimine aşkı üfler
Yorgun, bıkkın olanın dilinden düşmez öf'ler
Her tonda yeşil bitki, dünyanın hoş örtüsü
Doğa kendini korur güzel şeyler istifler


Seher, içinde sırrı, insana verir huşu
Zikreder o anlarda Allah'ı; kurdu, kuşu
Nebatat, habitatla uyumlu karıncalar
Harıl harıl çalışır yığar dane, buğdayı
Yolda, insan seyreder, gökteki dolunayı
Ve hikmeti bilmeyen ömür boyu bocalar
Anlam veremez artık gerer hilal-ı yayı


Tur-u Sina'yı andım aklımda zeytin, incir
İşte öyle bir anda vurdum gönlüme zincir


(08.09.2012 / Elazığ)