Türkistan Gözlü kadın
sessizliğim
sensiz gecelerin
nefesinde gizliyken
adım adım düştüm
türkistan yollarına
elde kalemim
bağrımda özgürlük ateşi
yakarım kentleri akınlarda
yağmalarım mehtabı
ve yıldızları uğruna
türkistan gözlü kadın….
ah şu uykusuz
gecelerde
her hecede
sana esirim
saniyelerin
sonsuz döngüsündeyim
umutsuzluğun sularında
boğulan heceler
seni hatırlatır teker teker
meçhule düşen uçurumlarda
biliyor musun
bu kaçıncı ölümüm nemrut ateşinde
yalın ayak yürüyüşüm dikenli çöllerde
uğruna düştüm yollara
yunusun şiirinde dediği gibi
bir tek seni derim
yesevi dergahında yanan
özgürlük meşalesini
sevdiğim gibi seni sevdim
biliyor musun
bu hayâlinin
sırat köprüsünden
kaçıncı geçişlerim
kaçıncı mağlubiyetim
barışın ortasında
özlüyorum seni
hür türkistanı özlediğim gibi
bir umutla arıyorum seni
buhara'dan anadoluya göçen
atalarımın hürriyeti aradığı gibi
hatırlıyorum seni hüzün gibi
yaptığım besteleri
adına yazdığım şiirleri
atsan nemrut ateşine de
yaksan gözlerinle beyaz sayfaların
mürekkepleri aksa da berrak sulara
ve sen beni tanımıyorsun
hiç tanışmadık da
adımı bilmiyorsun
düşlerinde
bin yıllık bir çınar olsa da gölgem
ve sen türkistan gözlü kadın
taşa kazıdığım orhun antıtlarımsın
adına yazdığım kitabelerin destanında
asırlardan gelen bir asaletle
ah şu amansız gecelerde
kayboluyorum gözlerinde
dualarım ulu gök dağa
tek duam tek dileğim
bir gün ansızın
esip getirse
seni dört rüzgarın
ak kanatları kollarıma….