Turkuaz
konuşmayı unutmuş gibi bazen
bakıyorum acının penceresinden
yalnızlığın rahminden yeni doğmuş gibi
şimdi el bebek büyüteceğim bu hissi
unutmuş gibi ama tam olarak öyle değil
dilinin ucundaymış da bir an aklına gelecekmiş gibi
aslında zaten biliyormuşsun
sadece yorulmuşsun, sadece bitap düşmüş kolların
kanına ektiğin zambakları kırmızıya boyamaktan
tanıdığım bütün güzel kadınlardan
bir savaştan bir uzvu eksik dönen askerler gibi
kalbimi vurulmuş bıraktım bende o hengamede
aslında unutmuş gibi, ama tam olarak öyle değil
bazı lekeleri hiçbir kimyasal bileşen çıkaramaz işlendiği yerden
oradan anlarsın eskidiğini, tüm ev hanımları bilir
sen de çıkmayan bir leke gibi
eskittin içimi ve içimde eskidin
bak işte bunu benden başka kimse bilmez
bilsin istemem, felç yanını kalbimin, diğerleri
konuşmayı unutmuş gibi bazen
bakıyorum sadece turkuaza ve intihara
boğazımda düğümlenmiş duyguları
yağlı bir urgana sarıp sallıyormuşum gibi
bombaların vurduğu bir şehrin en çocuk parkında
ölmedikçe büyüyor turkuaz ve
karşılıksız bir sevda.