Türk'ün Mazisi
Kök saldım bir zaman, mızrağımı vurduğum yere
Bozkırlarda gezdim bir dönem göçebe
Otağımda beslendi savaşçı yiğit erler
Adımla duyurdum ben şanımı göklere...
Eşsiz devletler kurdum ben tam on altı kere
Ulu bir çınar oldum Söğüt'te Domaniç'te
Allah nasip etti zaferi en yüce beylere
Gemileri karadan yürüttüm zincir varken Haliç'te...
Yedi başlı tuğlar ile girdim yad ellere
Genç Osman ile tuttum Bağdat'ın yolunu
Türkçe söyledim, Türkçe oldum dillere
Aldım kendime, İslam'ın sağ kolunu...
Bükülmezdi bileğim, başvurdular türlü fikirlere
Frenk planlarıyla mağdur oldum her seferde
O vakit hasta adam oldum şaşkın akıllara
Ona rağmen savaşlar verdim, yedi cephede...
Hızına yetişemedim melun çağdaş batının
Avaz avaz bağırdılar yüzüme bin yıllık evlatlarım
Ayaklarında ezildim gavurun damgalı atının
Kan kustum Allah şahit katlimin salası oldu heyhatlarım...
Çıplak ayak yetiştim Sarıkamış Harekatına
Buz tuttu Yüreğim Allahuekber dağlarında
Doksan bin yaprak düştü tarih sayfalarına
Sıra sıra mezarsız dondu körpe bedenim
Dadandı düşman kanıma, girdi iliklerime
Gemilerim yakıldı benim Sinop'ta Navarin'de
Kırılmazdı, zincir vurulmak istendi bileklerime
Geçemedi düşman etten duvardım Çanakkale'de...
Erzurum'dan girdim dönüşü olmayan yola
İlle de bağımsızlık dedim ben Sivas'ta
Haykırdım... Haydi bre! Gazamız mübarek ola
Tahsin'le attım kurşunu destan oldum Sakarya'da...
Yeni bir can türedi ölü bedenimin kalıntılarından
Köşe bucak kaçtı düşman süngülerimden
Güneş yanığı yüzüm, alnımda ter bulgurcukları
Çınarın engin dallarında artık nazar boncukları...
Şimdi kırlarında gezindiğim Anadolu'm
Çılgın derelerinde taştan taşa özgür köpükler
Ay yıldızın gölgesi altında saf tuttukça
Garbın hudutlarında ağlar boynu bükükler...