Tutsaktın
tutsaktın
kuru iklimde
firar eden baharların iz düğümüydü dudakların
o kadar kuruydun
o kadar sızıydı güneşten kaçarken ateşe yaklaşan saçların
yaban mevsimde açan küskün gonca gibiydi avurtların
gülmeyi unutmuş tebessümler sahte
efkarı korkak
asi şarkılar söylüyordun yamaçlara sıkıştırıp sesini
tanrının yorgun olduğu zamanlarda dua ediyordun
kulaklar sağır
gözlere gecenin perdesi inmişken kuşluğa çeyrek kala
mahmur hayaller kurdun mahur besteler düşerken kuş gagalarına
tutsaktın oysa
ciğerlerine sıkıştın boş zamanda
kızıl nefesler aldın
kül üfledin düşlerine
şehrin rengi değişti
gri hüzünler kapladı kırmızı kiremitleri ....