Tuz ve Acı
Çekilmiş tüm perdeler
Öksüz bakar pencereler...
Aç ve açıkta hatemi
Kapı önlerinde yorgun
Gönül matemi...
Bahar suskusu vuruşları
Kanadı kırılmış tavus kuşları
Ve bir tavşan-tazı oratoryosu...
Ağır aksak gün ortası
Vurulmuş seremoni
Ne bir damla su
Ne bir ördek yavrusu...
Yalım alaz bir ateş
Canımın yongası
Ve yuvasından düşmüş
Serçe yavrusu...
Adım, adım tükenen hayat
Yaşlı ahlat ağacı
Tuz ve acı...
Her köşe başında bir dev
Her yolun sonunda hüsran...
Özlemim kıtlık kıran
Hayalim viran...
Elleri koynunda kalan
Kapı önlerinde sersefil her an
Ve külümü göğe savuran
Anam...
Sokaklar dolusu
Tam teçhizatlı
Kara sinek ordusu
İçimizde kalan
Hasret tortusu...
Güneş batmaya dursun
İmam duaya otursun
Kim ne sorarsa sorsun
Hepsine yalan dersin
Ki görsünler gözleriyle
İşitsinler kulaklarıyla
Ve dokunsunlar elleriyle
Göz yaşlarıma...
Belki bir anlayan bulunur
Ervah-ı halimizden...
Ozanca/İzmir
soyut resim çalışmalarına benzettim şiirinizi... sevilesi... yüreğinize sağlık