Tüze İm'i (hukuk Nişanı)
_ Yemin ettim tüzenin yazıtları üzerine
dağlanmış imlerle
çıplak ayı yıkayıp ünüs'ün yirmi dördünde
kiraz ayında ölüm ve hiçlik
aralanmış gözkapaklarıyla birbirini seven iki düşman
bilmiyorum hangisine gittiğimi.
Güneşin dağınık saçı yayılmışken taşlık avluya
bu taşlı yoldan kapıları açmaya ve kapatmaya
kem göze karşıyım ben
uzun birisine sonbahar kadar
yalanlarına da
an ayrılırken kendi kendinden
derinlerdeki bu küllenmiş ateşte.
Ey kam
su yok mu yanmış bu heceler için
nemlendir gece ruhumdaki kıyıları
günün kapılarını açıp
kendi merkezinde yitirmişken yolumu
gitmekle kalmak arasında kıpırdamayan bugünde
kayalığın ağırlığıyla
parçalanmış anlar geçiyor önümden.
_ İki parantez arasında kalan akşamüstü güneşinde
bir gün yiter bu açık yaralar
soyunduran giysi gibi gerçekler ortadayken
yıkarım sevdasız geçen bu ömürleri
ve sonra bilinmeyene gireceğim en keskin aydınlıkla
ve ışık kayıtsızca bu oyunu bozacak
mavilikler
gözlerimizde yiten güne yazık
ancak
ve karanlık...