Üç Taş

Ben küçük bir çocuk iken,
üzerimde siyah önlükler,
yıllarca beyaz zannettiğim,
sararmış beyazımsı yakalarım,
elimde, kopar diye sallamaya korktuğum,
bulabilirsem naylon poşetlerde,
özenle yerleştirdiğim,
gazetelerden kapladığım Cin Ali kitaplarım..

Ayağımda karlı havalarda nenemin ördüğü,
yapboz çoraplardan ip yapılarak,
üç şişle işlenen hakiki dokuma yün çoraplarım,
fırlamaya hazır fırlama ayaklarım,
siyah naylon ayakkabılara zorla oldurulmaya çalışılır iken..

Eşşeğin heybesine binip,
etrafıma çocukluğumun en masumane gülücüklerini saçarken,
eşşeğin arkasından usulca gelen karabaşa,
rahmetli neneciğime çaktırmadan,
yufka ekmekleri koparıp, koparıp usul usul ıslık çalıp atarken,
bir taraftan da eşşeğin karnına çaktırmadan,
bir önceki gün bana attığı çiftelerden dolayı sinsi sinsi,
değnek dürtüp intikamımı alırken,
bağ dönüşü;
üzüm sepetlerinin üzerine örttğümüz, asma yapraklarının arasından,
burcu burcu kokan siyah, beyaz yada büzgülü üzümleri,
dönüşte köy meydanından geçerken,
Hasan emminin mermi yemiş kafasına üzüm tanelerini denk getirip,
çaktırmadan atıp hiç bir şey olmamış gibi havaya ıslık çalarken,
kıs kıs gülmekten kendimi alamazdım.
O Günlerde ;
Köy meydanında salıncaklar kurulurdu bayramlarda,
kızlar salıncaklara oturtulur koca, koca urganlara bağlanır,
hızla sallanır sevdiğin kim diye sorulurdu...
Ne gariptirki benim hiç sevgilim olmadı,
yada oldurulmadı..

Birgün apansızın,
alıp götürdüler şehir denilen melanet yerlere...!

Önce at arabalarına sonra,
tomofillere bindirdiler.
Ellerime üzüm tanelerinin yerine taşlar verdiler,
at dediler attım, yat dediler yattım, kalk dediler kalktım..!
Sonra bilmeden birgün;
bunun elleri nasırlı deyip, fişlediler,
dişlediler de dişlediler...!
Ellerimi ellerimde kelepçelediler..
Anarşist bu dediler...!
Beni bir kez olsun bile dinlemediler..

Şimdi siyah önlüklerim yok üzerimde,
beyazdan, daha beyaz idamlıksın dedikleri,
apapbacık beyaz önlükler,
üç şiş ile işlenen çorap şişlerinin yerinde,
üç direk denilen idamlık direkler,
arkamdan gelen karabaşlara,
ellerimle parmak işareti yaparken,
demir parmaklıklar arasından korkulu,
bir o kadar da acıyan gözlerle bakanlara,
üç taş ve onurlu bir ölüm bırakıyorum..
Üç taş deyip geçme yavrucuğum !
Attığın her taş bir daha yerine gelmez haberin olsun..
O üç taş'ın adını ben;

Tek bayrak !
Tek millet !
Tek vatan !
koydum..

Gelin siz siz olun bu taşlarla fazla oynamayın !
yoksa eliniz kanar,
yüreğiniz kanar ,
kanar da duyan olmaz..
yoksa siz bundan sonra,
benim gibi birilerine atacak üzüm tanesi yerine ,
taş'ta bulamazsınız..!




Ülkesi için canını veren herkese,
her kesime gelsin..

Çobandan sevgillerle..
Telhamut...2012

11 Mayıs 2012 287 şiiri var.
Beğenenler (4)
Yorumlar (4)
  • 13 yıl önce

    :) BU KOYUNLAR SANIRIM GECE GÖRÜŞLÜ GÖZLÜK TAKIYORLAR :) :) :)

  • 13 yıl önce

    sevgili canlar... keşke sizlerle daha çok zaman harcayabilseydim ama maalesef çıkmak zorundayım koyunlarım, keçilerim beni bekliyor..Onları iyi şekilde gütmem gerekiyor..Sevgilerimle.. :) 🤐

  • 13 yıl önce

    Hayatın kısa bir özeti gibi sevinçler, özlemler duygular birikmiş kutlarım İlyas sevgiler yürekten ...👍

  • 13 yıl önce

    👍👍👍HARİKA BİR ŞİİR OKUDUM VE GÜNÜN ŞİİRİNİ İLAN ETTİM👍👍👍