Uçabileceği Rüzgâr Hırçın Bir Çocuğun Özlemidir
1
suskunluğumu duyun
bütün incinmiş sözcükler yüreğime doluşun, hey!
ateşin ve suyun uslu halleri lazım bana
zira hakikat boşluğum müebbet deli
kullanmadığımız bir yol var
gidilmemekten karardı yokuşu
aşk ve savaştan tanıyoruz içimizden geçen sürüleri
çanlarında, gökten kopan kuş çığlıkları
kederin kalıcı çölü ruhumuz ve aklın ucunda mor takalar
bir suyun gizemine saklanmış yosunlu yanlarımız
okunması yasaklanmış masallar
yakılan şiir
kıyımla yok olan canlar
kısa ömürlü çocuklar
yaşamak yüzleşmektir dedikçe
ne duyuyoruz asırlar önce çalınan feryatları
ne kefene sarıyoruz maviyi
ömür , çamura kurulu karnaval yeri
belki hiç gençliğimiz olmadı bizim
gözleri yüreklendiren sevdalarımız da
dar ağaçlarına, dar kafalı haşereler alıştırdı
her mevsim göğsümüze asıldı kabuk
yaşama yenik kırlar arasında
dillenmek için işaret bekliyor
bir demet papatya saflığı
sızlayan bir nehrin ve içindeki bizlerin ne çok sesi var
gecenin bir yarısı şiir olmaya karar vermiş martı çığlıkları
ve işçi marşlarının metaneti
bunca kederin arasından sıyrılarak
karanlığa şifa için kuytularımıza dokunmalı
bağışlanmalı dipsiz kuyular
üç maymunun çığırtkanlığını duymak ne acı
kan severler
kuma gömülü yaşamlar
göğüslerinde yılan taşıyanlar
sevdayı bilmeyip şiiri örseleyenler, bulunduğunuz yer, kara!
tilki gölgesi gibi dolaşmayın serin sokaklarımızda
kainatın laneti, kokuşmuşların üzerinde
savaşa karşı olanların şehrine, cehennem giremez!
2
bunu bağırmaya mecburum
bitmemiş bir isyanın izi var dudaklarımda
hangi kederin gözlerine baksam kendi içime yolcuyum
yakıcı olduğum için arıyor beni sirensiz itfayiciler
ateşin hikayesini mezarcılara sattım
bir gün hiç kimse gözlerimi sevmeyecek
ben yine düşlerimin gizeminde ağlarım
gecenin bir yarısı deviririm sahte gönüller trenini
suçum yok , kin ve nefretle dönüyor dünya, ceza istemem
şakağıma ağır gelen ey gecikmişlik
ürkek öykümle yüzleştir beni
hırkam haberdar dinç uyanmadığımdan
sağlığımda sevişmeliyim kavruk gölgeli bir mevsimle
bir tutam yalnızlığı ruhuma ayırıp
yeni bir türkü yaratmalıyım kendime
kırlangıçların uçuşuna
güne bakanların duruşuna özendim
güvercinlerin takla atma hakkı varsa
ben de dans etmeliyim
sonsuzluğun gamzesine defneden bir çelenk bıraktım
kosmostaki dinginliğin arzusu, beni bekle
katlanamıyorum yeryüzündeki hiçliğe
kendime göçer oldum
hiç çıkılmamış yolculuklara mahcubum.....
şiir nede güzeldi kutlarım şaireyi👍 selam ile...
üç maymunu nasıl oynaya biliyorlar şair sen biliyor musun oynamasını ben gözlerimi kapatıığımda göz kapaklarımdan çocuklar geçiyor başına kurşun sıkılmış elleri toprağa çaresiz uzanmış çocuklar
kulaklarımı ellerimle kapatsam faydasız zihnimin içinde sesler ağıt yakıyor bir anne yaşında isyan hıçkıra hıçkıra ağlıyor bir baba erkeklik şanıymış falan umurunda değil yanmış canı kıvranıyor
ve kapatamıyorum ağzımı vicdanım el vermiyor buna susmayanların yanında saf tutuyorum
ve üç maymunu oynamayanları susmayanları çok seviyorum...
sevgiler sana şair...