Uçurum Havalar
Yaslanıp kuş yağmurlu ormanların sırtına
Saatlerce uçuyorum
Dudaklarıma dokunan vakitlerin
Köklü kır ’ı ve
Kırlangıç sayfaları
Yaşımın çılgınlığı
Gecenin anlamına yağan yüzüm
Suya, ateşe ve rüzgar’a ıslık çalar
Göğün yanağı avucumun haritasında nöbetteyken
Alaca mevsimlere kar
Gür dille haykırırım
Cümlelerin beyaz şairini
Ki
Vardığım gölgelerin tunç sularında
Bulanık aynalar
Buharlaşan bir yerde
Kurduğum imgelerin kaygısı
Şehirler taşır
Bulutlarla şahlanan heves
Evler solgun
Solgun çoçukluğum
Hanidir
Gün yüzü görmenin karanlık yakasında seyrek ağaçlar
Kınalı yarada üşüyen türküler
Yalnızlığa içlendiğim ıslak uyanmalar
Çeşme ürpertisiyle dallanan nakış
Ve saçlarımdaki ırmak
Delişmen hissin
Top oynatan avlusunda
Nasıl akıyor günler
Çocuk masalların beşiğine yuvarlanırken dünya
Unutuyorum gerçekleri
Dil bilmez lisanın bayat tövbesiyle
Ah bu havalar
Tenimin ağırlığına gümüşten iplik
Ruhumun sancısına birkaç şey daha düşerken
Erken sönmesin ışıklar
Henüz anlamış değilim
Dokunduğum sığınakları
Serkeç ölümleri