Uçurum Şiirleri Serisi /IV. Kısım
Bu şiir, 06.03.2025 tarihinde
günün şiiri seçilmiştir.
XV- Sonsuz Çukur
saatlerin cesetlerini paslı ibrelerle gösterdi şeytan
çocukluğum, çürük bir diş gibi düştü ağzımdan
toprak, açlıktan delirmiş bir hayvan gibi
ayaklarımın altında
hüzün, gözbebeklerimde küflenmişti
ardına kadar, kanlı bir yara gibi açıldı gökyüzü sonra
sonsuz açlık nöbet tutarken başımızda
gözlerini kaçıranlar, kendi yansımalarına saklandı
ne atılmış bir taş, ne de bir yankı
uçurumun kenarında, sadece düşüş vardı
kendi uçurumundan atlayan gölge
tanışmış olsa da ölümün soğuk nefesiyle
zaman, çürümenin adını fısıldadı
ölüm kör bir akbaba gibi başımızda nöbet tutarken
düşen çok olsa da
dibe ulaşabilen olmadı
bir delinin kuyuya attığı taştı dün
şimdi
bu şiirdeki şeytanı bulup çözün
Şeytan,ruhun çaresizliğinde bir gölge gibi duruyor.Karanlık aynada çığlıklar mı yükselir yoksa ışıklar mı ?Yoksa bir arayışın yankısı mı?Şeytan,içimizdeki gölge.Zaman acımasız ve her şeyi çürütüyor.Tebrikler günün şiirine ve şairine.
Eskiden şeytanı taşlardık, şimdi her yerde şeytan taşı. Dünü kuyu yuttu, bugünü dünden ve yarından memnun olmayan bizler. Akbaba ise dünden, bugünden ve yarından payına düşeni toplayıp çekildi sofradan. Yürüyen zombilere döndük maalesef.
"çocukluğum, çürük bir diş gibi düştü ağzımdan"
Vaktin dolmuşluğunu ve olgunluğu ne güzel anlatmışsın sevgili Mehmet. Yine de o çocuğun düşleri hep taze kalsın. Tebrik ediyorum güne düşen şiirini. Selamlar, sevgiler.