Uçuşan Kağırt

Kuşluk vaktinde başladı rüzgar;
Gazeteler,yapraklar,zayıf olanlar
Koştular yakalamak için onu,
Belliki denizden almıştı gücünü.


Mezarlarda yatan ölülerin kokusu
Tüm yeryüzünü sarmaya başlamıştı..

Dağ yoluna giderken aldı kucağına
Beyaz renkli küçük kağırdı
Beşiği sallarcasına salladı onu.

Korkusunu duyurmak istemişdir
Tarlada çalışan genç ırgatlara.

Ne ovadaki hayvanlar,nede onlar
Duymadılar kağırdın imdadını..

Kızların saçları savuran,
Eteklerini uçuran korkunç nefes
Biraz olsun dinlenmek istediğinde,
O düşmüştü bir okul bahçesine,
Bir süre yeşil çimenlerin üzerinde
Oynamış olsada,sevinci kısa sürdü.

Üşüşmüşdü üzerine fırtına
Rüzgarın daha masum olduğunu düşündü,
Deniz kocaman gövdesini vuruyorken kıyıya
O küçük çakıl taşlarıyla kavgadaydı,
Dövülecek; hatta öldürülecekti.


Elbette sustu fırtına,kesti sesini
Şimdi usul usul düşüyor kağırt
Toprağın üzerine uzatılan kefenli ölü gibi,
Uzanıyordu üzeri açık mezarın toprağına..

Bu kadar hızlı yaşamışken hayatı,
Sürüklenmişdi karanlığın ortasına,
Birdaha hiç bir rüzgarın,hiç bir fırtınanın
Onu yattığı yerden kaldırmaya
Gücü yetmedi...

27 Mart 2011 170 şiiri var.
Yorumlar