Ufantı Meselesi
kağıdın dört ucunu katlayıp kurbağa yaptı
ufantı meselesi yarım su
değişmek için parmaklarını pencereye dokunduruyor
bir hatıra cambazının söylediği gibi
sıcak üfleyip yazı yazdı
ve görünen yerlerini öptü dışarının
taşlar yağmurlara şarkı söylesin
yok hayır masanın altı olmaz
belki sadece bir fiskeyle yetinir eli büyük adam
dışarıya kaçacağına
iki elini başına örtüp kapanırsın dizine
değiştirirsin rengini
kurbağa olup sarılırsın kendine
gürültülü vagonda hırpalanışını kutluyor bahar
kapılar acıyacak sık dişini
kuşları duyacaksın
görüp kanatlarındaki mavi boncuğu
gözlerini açmadan ağlayacaksın
koltuğun ayakları çırağın yüreğine batan çivi
oval çıkıntılarını okşadıkça nefes alıyor ağaç
bu esintiye kapılıp kimin evine giderse
onu ilk gören ben olacağım
renklerin elleri sarkıyor halıdan
beyaz ve ağaçlar içinde sarı güller bayılıyor
hiç mutlu bir şömine görmemiştim
duymamıştım
sarı buğdayların ekmek olurken üzüldüğünü
kapı arkalarını seviyor uzaklaşan karıncayı
onunla konuşmayı sarılıp
ve ağlamayı seviyor kurbağa aşkına
yüzünü örterken beyaz kağıda.
Taşlar yağmurlara şarkı söyler güzel şiirler yapışır kalır beyaz sayfalara kutluyorum yürekten Salim çok beğendim şiirini...🤐👑🤐