Ufka Kahve Dökülmüş
Güneşin uykulu bakışlarıyla çalıyorum kapını,
Ceplerimde sabahın ilk ışıkları,
Dizlerimde yıldız tozu,
İçimde çocukluğumun heyecanı...
Nefeslerce iltifat sığdırdım dudaklarıma,
Ne zaman söylenir hiç bilmiyorum,
Artçı heyecanlar ile çalıyorum kapını,
Ufka yenice kahve dökülmüş,
Telvesinde martılar görünüyor,
İstanbul'un falında biz çıkmışız,
Üç vaktr kadar kopuyor fırtına,
Seni başka,
Beni başka limana savuruyor...
Öyle zamansız ki gün batımları,
Ne zaman sana dönse bakışlarım,
Uzaklaşıyor günün son ışıkları,
Kaçırıyorum saatleri,
Anıları,
Gökyüzü çekiyor perdelerini,
Çaresizliğin ateşiyle çalıyorum kapını,
Öyle bilmiyorum ki napacağımı,
Başımı döndürüyor Ay'ın yalnızlığı,
Yıldızlar bir bir düşüyor ayaklarıma,
Toplamasam yazık olacak,
Toplasam heder...
Güzeldi, ilerlemenin mihenk taşı... devam.. yorulmadan bıkmadan... kutlarım.
Şiir, daha isminde başlıyor kendini okutmaya. Kutlarım kaleminizi, sevgiyle.