Ufkumdaki Güneş
artık kendi kabuğuma sığınmış, görmeyi, düşünmeyi unutmuş
evinde kendine temizlik, kendine çalışmak,
kendine yemek yapmak saksağanla guguksumun aşkına tanıklığına
içli bir şarkı söylemekte çalıdaki kuş
her gün hizmetinde olduğum güllerin filizlerine umutlanmak
monotonlaşmış bir yaşam, eski anılardan uzak,
sevinmek rüzgarın saç okşayışına
sevinmek evinin önüne konan kuşlara
sevinmek uzaklardan bir merhabaya
hala sevmek, hala sevmeye yaşamak
evimin önünde zambak, sümbül
kuş umut haykırdı
çiçek açtı gül
bu yaşama arzumu sen gönderdin bana
seni gittim gülün yeni sürdüğü filize sordum
narinliğine süs yapmıştı dikenini
gülümsedi
küçücük yaprağının ucunda inci gibi yaş vardı
nasırlı elimle
korkmadan dikeninden sildim yaşı
okşadım nazikliğini
umut verdim hala bitmemiş umutlarımdan
ışık verdim hala tünmemiş aydınlığım dan
gittim seni aradım yeni açmış çiçeklerden
her renk bir güzellik ayrı bir öykü öyküledi hakkında
papatya ile sevdi sevmedi oynadık
rüzgar nefesini taşıdı
gece olunca yıldızlarla geldi gözlerin
yüzün ay oldu ışıdı.
yeniden yaşama arzularım yırttı attı kefenimi
ufkumdaki güneş ısıttı içimi
gülümün yeni sürdüğü filiz
yeniden getirdi bana yaşama sevincimi
23 05 2015
Karamandere