Ufkun Perdesinde
UFKUN PERDESİNDE
Gün ikindiyi geçmiş akşama evirilmiş
Denizin vahşi kalmış kenarındayım.
Çöreklendim bir kayanın üzerine,
Manasız bakıyor gözlerim uzaklara.
Ufuk sinema perdesi gibi karşımda
Maziden bir yerler beliriyor perdede
Tanıdık geliyor bana görüntüler
Çok uzaklarda bir yerleri çağrıştırıyor
İçinde çocuk olamadan büyüdüğüm
Yemyeşil elbise giyinmiş otlağında
Yaz aylarında dağında yaylağında
Rengârenk açmış çiçeklerin arasında
Geçirdiğim günlerin ayların sonunda
Gençlik çağımda oluşan hatıralarımda
Ruhumda bedenimde oluşan yaralarda
Geleceğimin heba olduğu döneminde
Katkısı olan ata yurdu yerler gördüğüm.
Film şeridi gibi bir bir yansıyor perdeye
Çatısı olmayan toprak damlardan evler
Kimi yırtılmış ayakkabılı kimisi çıplak ayaklı
Daracık sokaklarda koşuşan çocuklar
Gelip geçene havlayan kapı zağarları
Yükünün ağırlığından gıcırdayan kağnılar
Terinden kirlenmiş şapkalı köyün insanı
Benim köyüm burası bana her şeyi ile özel
Tandırında yapılan lavaşı, çöreği, ketesi özel
Bucu burcu kokan tereyağı, kaymağı özel
Dibine tutmuş kokulu koyun yoğurdu özel
Var olma mücadelesi hayatla savaşı özel
Yaşam mücadelesi için akıtılan alın teri özel
Her şeye rağmen saflığı doğallığı özel
Köyün kenarda yeşillikler içerisinde
Meyve ağaçlarının çiçek açtığı bahçesinde
Çeşmesinden yapma Gölet’e akan su sesinde
Kapı önünde açmış pembe gül kokusunda
Bacasından tüten dumanın tezek kokusunda
Ahirete intikal eden ana, baba hatıraları özel.
Özel kılan, o anıların size ait olması Osman bey. Yaşanmışlıklar zaman geçtikçe değer kazanıyor daha da. Kötü anıları unutuyor iyi şeyleri hatırlıyoruz sadece. Bu da geçmişe özlem duymamıza sebep oluyor istemsiz. tebrik ederim kaleminizi.