Uğurlama
Tütünlü parmaklarım sallanırken
O yavaş giden trenlerin arkasından
Kül rengi istasyonu..
Belki de beklemek şiirlerin ömrünü uzatır
Şimdi sana şiir yazdığımı falan düşünürsün
Utanırım en derinden !
Kayıp gidiyor ömrüm
Tek kişilik yolculuk biletlerin içerisinden
Kolay olsun isterdim sevmek seni
Işığa ve sana ulaşsaydı ellerim
Oysa yaşam sınavındayım ben
Yalın ayak ve sendeleyerek arıyorum seni
Bir başımayım
Uzayan gölgeden akşama doğru
Tek bir sözcüğün
Tek bir sözcüğün
Dönüştürebilirdi , yaşamın ahengini
Filizlenebilirdi anılar
Yaşamın sonu yok
Ve bütün günler bizim olandı
Oysa sen sustun
Susmak gitmek kadardı
Susmak yarısı kadardı ekmeğin
Bölüşemeyen ve bayatlayan
İçim tepeden tırnağa Güneş
Dışım alabildiğince gece
Ben bu paradoksun kurbanı olmak için çok gençtim
Suskunluğun hareketsiz kılıyor
İçimde kımıldayan ağacı
Bahar gecikiyor
Ve rüzgar kanatlarını saklıyor
Sen susuyorsun
Mevsimler küsüyor
Adın bende; Tanrı'nın çileli bahçesi
Hoşça kal!