Uğursuz Ellerim Hayırsız
ve böyleydi hayat...
bir vardın... bir yoktun...
öyle de
nereden bilebilirdim
bunu bir kuşun
ölümüyle anlayacağımı...
ve hayat böyleydi işte...
nereden ne anlam çıkaracağı
sanki sana mı bağlı...
küçük bir sığırcıktı oysa
küçücük, minicik bir yavru
bir afet gibi yağmur
meğer afetiymiş sığırcığımın...
yuvadan düşeni kurt kapmadı
bu sefer... ben bulmuştum..
akşam eve döner dönmez
yanına koştum...
yere düşmüş bir iskelet
kabaran tüyler
ıslanmış, bulanmış...
gözü yarı açık
yavrucuk öylece bakakalmış...
dondum ben
buz gibi dondum
o an o an, içimden koptum...
bahtsız doğmuş yavrucuk
ne bilsin...
onca hünerli el varken
a yavrucuk
yoksa beni mi buldun?
böyleydim ben sanki,
hep böyleydim
tutamadım ya kanadından
yanağından okşarken
elimde kaldın...
sığırcık yavrusuydu işte
bildiğin...
benim için farklıydı oysa...
avucuma ilk aldığımda
inan çocuk gibi heyecanlıydım
baktım güzel dudağına
tutamadım kendimi
öpmek için uzandım...
a yavrucuk,
bu akşam sen gittin
ben de kalakaldım...
ardından...
sanki donakaldım...
hüzün yağdı gözlerime
tutamadım
a yavruvuk,
affet beni
dilerim gittiğin yerde bulursun
annenin sıcak, yumuşak
seni kanatlarıyla saran
pamuk bedenini..
ve ben de hiç olmayan
sıcacık can katan şefkatini...
sen gittin ben kaldım
sanma
sen gittin belki ama
bu zindanda ben
duvarlara bakakaldım...
nolur affet beni...
20.05.2012