Ulan Behçet
Sen evvelki şehrimdin
Yani öncesi sonrası değil
Peki ya sonram var mıydı?
Bilmiyorum...
Biz Emirganda
Seninle çay yudumlarken
Terk edilmiş sahilin kırık taburesinde
Garson -abi kuş- demeye kalmadan sıçıyordu üzerimize!
Ah
Ne güzel
Günlerdi onlar
Değil mi?
Hatırlar mısın
Bir akşam Haliçten dönüyorduk hani
Bir çocuk sarı ışığı beklemeden aniden geçti karşıya
Kırmızı mıydı yeşil miydi o aman neyse ne işte
Sen
Beklemediğim
Ummadığım bir refleks ile
Çocuğun üzerine bir an atıldın
Öyle bir haldi ki seninki
Puşt şoför sanki bilinçli gibi
Ayağından fırlayan ayakkabının
O yüksek ölçekli hani senin çok sevdiğin topuğunu kırdı!
Ulan
Diye daldım
Ne diş bıraktım
Ne ağız ne göz ne yüz!
Gariptir ki
Bir damla olsun
Kan dahi akmadı iyi mi heriften
Halbuki bıçak girmişti karnıma beyzbol sopasının kırılmasını saymıyorum bile!
-Ulan Behçet-
Kaç kere
Dedim ben sana
İçme şu zıkkımı diye
Türlü türlü hikayeler anlatıyorsun yine çocuğa!
-Bak kalbimi kırıyorsun Kerime-
Vallahi korkuyorum
Senin gibi salak olacak diye bu çocuk
Kalk git banyoya soğuk suyla bir duş al
Yahu mutfağa değil şaşkın adam banyoya banyoya...
4.7.2020
Adnan Bilgiç
Bu çalışmam dair özel bir not:
Değerli dostum;
Erkan Cem Arslan’a ait olan
"Gidiyorum bu şiirden" adlı şiirine kattığım yorumumdur.
Kimmiş bakiim o Erkan Cem olacak kişi, benim olduğum yerde görmiim bidaha. Haa bendim dimi o. İsim çok olunca karışıyor kafa:) Ulan Behçet sen ne alem adamsın böyle yahu Allah Kerime'ye sabır versin. Dostum yine onure ettin beni. Eksik olma. Bir içimdi şiir. Sağlıkla, huzurla kal.