Ummanın Ötesindeki Ülkedir Mutluluk
Asırlardır mutluluğu arıyor bir kız, gözlerinde intizarlı iklimler
Yırtılmış bir uçurtmanın ipini tutuyor çocuk, kulağında ninniler
Kıyım acıların ülkesinde savaşlar, rotasını şaşırmış mermiler
Ellerimde yaşam çizgileri silik, yarınları bilmiyor artık kâhinler
Ummanın ötesindeymiş mutluluk, yolundu yürekten sevgiler
Mutluluk, devrilmiş ağaçların kökünden sular çıkarmak
Çürümüş yüreğimizin retinasında soğuk geceler geçirmek
Dağ rüzgârlarıyla kırışan alnımızı güneşe tutarak af dilemek
Ne zaman ve nasıl yaşayacağımızın ne önemi var ki
Hayat ve mutluluk, her ikisi de kendi yoluna giden
Ve hep farklı menzilleri düşleyen iki zıt kardeş değil mi!
Bir gün, sevginin sabır tohumları boy verince yüreklerde
Toprak altında kalan dinozorlardan geçmişi öğreneceğiz
Evrim geçiren dev sürüngenlerin kanatlarına tutunarak
Cennet ile cehennemi dolaşarak mutluluğu öğreneceğiz
Umutlar ekeceğiz tüm kıraçlara, başkaldırıları bitireceğiz
Ölüleri uyandırıp uykularından, yaşam bitmedi diyeceğiz
Düşün ki sevgili, o al yeleli mutluluk atının yelesine sarılarak
Leylek yuvalarına sevginin göçmen yumurtalarını bırakacağız
Mevsimler biriktireceğiz, sıcacık avuçlarımıza kınalar yakarak
Sevdanın gelgitli denizlerine aysız gecelerde de ağlar atacağız
Unutulmuş bütün şarkıları dilimize dolayıp aşkı mırıldanacağız
Ve bütün bölünmüş bulutları çağırarak yağmur dileyeceğiz
Çağır beni gönlünün sevinçlerine, seninle tüm sorguları aşalım
Yoksul bekleyişlerin penceresini kapatıp aşklara yelken açalım
Göğsümün ataşına ellerinle dokun, mavi denizlere zarlar atalım
Toprak suya sevdalı, tohum rüzgâra, biz yağmura yalvaralım
Islanmış bedenimizle sevişmelere durup, yıldızlara avuç açalım
Mutluluk ummanın ötesinde bir ülke, gel seninle oraya kaçalım